Kariyerini riske ederek geldiği Galatasaray'da kendisine verilen sözler tutulmadı. Benitez alınmadı, üstüne Burak da satıldı. Tecrübeli hoca buna rağmen mücadeleden vazgeçmez. Belki kan kusar ama "Kızılcık şerbeti içtim" der
Mustafa Denizli'nin psikolojisini yapılamayan transferler bozdu
Tarih: 26 Ekim 1988. Yer: İsviçre'nin Neuchatel şehri.. Galatasaray o zamanki adıyla Şampiyon Kulüpler Kupası'nda iki ayaklı eleme maçının ilkinde Neuchatel Xamax'a konuk oluyor. Galatasaray iyi oynamadığı maçı 3-0 kaybediyor. Maç sonu Galatasaray soyunma odası "Cenazeevi"ni andırıyordu.
Tüm oyuncular başı önde oturuyorlar. İçeri giren teknik direktör Mustafa Denizli, "Kaldırın kafanızı..
Xamax sizden daha iyi bir takım değil. Siz bu takıma İstanbul'da 5 atarsınız.." diye haykırıyor.
Kaptan Cüneyt Tanman'ın ifadesiyle tüm Galatasaraylı oyuncular Denizli'nin "5 atarsınız" sözüne fazla itibar etmiyor ama Denizli rövanş maçına kadar zihinleri "5 atarsınız" sözüyle yıkıyor. Ve; Denizli'nin, "Sizler Xamax'tan daha iyisiniz" diye güvendiği Galatasaraylı oyuncular Xamax'a tam 5 gol atıyor.. Tanman bir milli maç öncesi TFF kitapçığında 5-0'lık Xamax zaferini "Milat" olarak değerlendirirken Denizli için de şu yorumu yapmıştı: "Türk futbolcularının kafalarındaki korku prangalarını kıran adam.."
***
Akıl, taktiksel zeka, hırs, mücadele gücü, kaybetmeme ruhu ve liderlik karakteri Denizli'nin antrenörlük kariyerinde hep kartviziti olmuştur..
Bu özellikler yaşa ya da paraya göre asla değişim göstermez.
Çünkü, liderlik kitabına göre;
mezarlıktan geri dönen ve gömülmeyi reddeden tek şey karakterdir.. Denizli dün neyse bugün de odur.. Ama bizim ülkemizde başarı kıskançlık yaratır.
Yine bizim ülkemizde Denizli'nin ve Fatih Terim'in özel düşmanları vardır. Bu iki hocayı bilgiyle yenemeyenler belden aşağı vurarak yenmeye çalışırlar. Ama onlar hep
"Kaybedenler Kulübü"nün üyeleridir.
***
Galatasaray'ın kupada Akhisar'ı yendiği maçtan sonra Mustafa Denizli,
"Psikolojiniz iyi mi?" sorusuna şu yanıtı veriyor:
"İyi olması mümkün değil... Psikolojimiz bozuluyor diye hedeflerden vazgeçecek değiliz. Uykumuza, yediklerimize mal oluyor ama bunları aşacağız.."
Fenerbahçe, Beşiktaş'ta hatta çalıştığı diğer yerli yabancı tüm takımlarda transferlerin çoğunu Denizli yapmıştır.
Başkan Dursun Özbek, Denizli'yi göreve getirdiğinde devre arası transferler konusunda kendisine garanti vermişti..
Bildiğim kadarıyla
5 yabancı, iki genç yerli yıldız adayı oyuncu alınacaktı. Donk ve Linnes dışında Florya'dan içeri giren olmadı. Denizli tüm transferlerden vazgeçerken sadece Arjantinli Benitez'i ısrarla istedi ama Başkan Özbek,
"UEFA'ya anlatamayız" diyerek Benitez'i bile almadı..
Denizli'nin kalmasını istediği Burak Yılmaz da mali kriterler nedeniyle satıldı.
Özbek'in imza öncesindeki söylemlerinin eyleme dönüşmemesi, üstelik
Burak'ın gitmesi Denizli'nin psikolojisini doğal olarak bozmuştur.. Bir gerçek var ki; UEFA'dan ceza gelmesi yeni bir olay değil.. Çünkü Özbek 17 Eylül'deki divan toplantısında Sportif AŞ'nin zararını 107 milyon Euro olarak açıklamıştı. Hatta UEFA'nın kendilerini,
"Kriterlerime uyamıyorsan yaptırımların var" diye uyardığını açıklamıştı. Ceza alma tehlikesi kapıdayken Denizli'ye neden,
"Transfer yapılacak" sözü verildi? Eğer Özbek ve yönetim net olsaydı belki Denizli kendine göre farklı bir strateji belirlerdi..
Denizli artık kan kusar ama
"Kızılcık şerbeti içtim" der.. Uykuları da kaçsa, yemek düzeni de bozulsa,
"Uğruna her şeyimi risk edeceğim tek camia burasıdır" diye vurguladığı Galatasaray'da
Denizli her türlü zorluklara göğüs gererek yoluna devam edecektir. Galatasaray'ın yeni yol haritasında teknik heyetle birlikte önce futbolcuların, sonra taraftarların, ardından da yönetimin
"Tek yürek, tek bilek" olması gerekir..