Başkan Ünal Aysal'ın alt yapının sorumluluğuna getirdiği yönetici Mehmet Cibara ile geçenlerde Florya'da karşılaştık. Hatta yanımızda Galatasaray Akademisi sorumlusu Bülent Ünder de vardı. Cibara, bana alt yapıya kazandırdıkları yeni sahayı gösterdi. Oyun alanı 90x60 olan sahanın ışıklandırması da yapılmış. Yapımı hızla süren soyunma odaları bittiğinde Galatasaray'ın A2 Takımı, maçlarını yeni sahada ve gece oynayabilecek.
90x60'lık sahanın zeminini özel çimle kaplanıyor.. CEO adı verilen özel çimin yüzde 30'u kauçuk.
Yüzde 70'ini ise kakao ağacının kabuğundan elde edilen kırpılmış talaş oluşturuyor. Çimin zemini oyuncuları rahatsız etmiyor hatta doğal çim verimini bile sağlıyor.. FİFA standartlarına tam uyan zeminden geçen gün Milli Takımlar Direktörü Fatih Terim'in ziyaret ettiği Altınordu tesislerinde tam 5 adet bulunuyor.
Mancini'de Rijkaard sendromu
Hollanda Milli Takımı'nın hocası Louis Van Gaal, Bayern Münih'in başındayken takıma 4-3-3 sistemini oynatmaya çalışıyordu.
Alman medyası, "Bayern 4-3-3 oynar mı?" diye tartışıyordu. Van Gaal, "Ben 4-3-3 oynatmayı seviyorum ve istiyorum" diyordu.. Bayern Başkanı Rummenigge, "
Bayern'in kültürü 4-4-2'dir.
20 yıldır böyle oynuyoruz" şeklinde sert bir demeç vermişti. Rummenigge özünde Van Gaal'a aslında şöyle demişti: "4-3-3 oynama. Oyuncuya göre sistem geliştir.."
Van Gaal de cevap olarak, "4-4-2 ile de iyi futbol oynanabilir" diyerek esneyebileceğini işaret etmişti..
***
Hollandalı Rijkaard tıpkı Van Gaal gibi Galatasaray'a ısrarla 4-3-3 sistemini oynatmış, geri adım atmamış ve başarısız olmuştu.. Galatasaray'da ne "Futboldan iyi anlarım" diyen Başkan Adnan Polat ne de futbolcu kimliği olan Adnan Sezgin, Rijkaard'a bir Rummenigge gibi "Oyuncuya göre sistem geliştir" söyleminde bulunmadı..
***
İtalyan Mancini, şimdi Galatasaray'da Rijkaard'ın yaşadığı sistem sendromunu yaşıyor.. Mancini'nin ısrarla Galatasaray'a oturtmaya çalıştığı
3-5-2 sisteminin Antalya ve Elazığ maçlarında
krize döndüğünü görüyorum..
Oysa Mancini'nin ligdeki Elazığ ve Avrupa'daki Juventus maçlarında takıma oynattığı 3-5-2'ye en çok ben destek verdim.
Çünkü o sistemde bloklar arası çok açık değildi. Takım fazla enerji kaybetmediği gibi rakiplerine de fazla pozisyon vermedi ve yeterince pozisyon üretti.
5 gün arayla iki galibiyet alan Galatasaray'ın kadrosuna bakalım..
Tarih: 6 Aralık 2013. Rakip:
Elazığ 6+0+4'e göre çıkan 3-5-2'nin kadrosu:
Muslera-Chedjou, Ceyhun, Gökhan Zan-Eboue, Melo, Selçuk, Yekta, Riera- Burak, Drogba..
Tarih: 11 Aralık 2013.. Rakip Juventus: Sınırsız yabancıya göre 3-5-
2'nin kadrosu:
Muslera-Chedjou, Gökhan, Semih-Eboue, Melo, Selçuk, Sneijder, Riera-Burak, Drogba.. Sistemi doğru oyuncularla ve kompakt formatta oynayan Mancini'nin Galatasaray'ı, kupadaki Elazığ maçına kadar (hazırlık maçları dahil) yenilgi yüzü görmedi. Antalya ve Elazığ maçlarında kadro yapısını değiştiren ve sistemi kalıcı haline getirmek adına sık oyuncu deneyimleri yapan Mancini, iki maçta da Galatasaray'ın sahada takım gibi hareket etmediğini herhalde görmüştür.
SELÇUK'A KULAK VERELİM
En önemlisi Galatasaray, Antalya ve Elazığ kupa maçlarında 3-5-2'yi "Kompakt" oynamayıp bloklar arasını geniş tutunca rakiplerine ciddi pozisyonlar verdi. Geride çoğalamadı ve enerjisini rakibi kovalamak için harcadı..
***
Selçuk İnan NTV'deki röportajında şöyle dedi: "Defansta üçlü oynuyoruz. Hocamız takım olarak savunma yapmamızı ve sürekli ileride basmamızı istiyor. Zaten iki forvetle oynuyoruz. Topu kaybettiğimizde hepimizin topun arkasına geçmemizi istiyor."
Selçuk, "
Zaten iki forvetle oynuyoruz" diyerek bu oyun tarzının zor olacağını kibarca anlatmaya çalışıyor.
Selçuk haklı.. Mancini 3-5-2'de ısrar edecekse "Kompakt" oynamayı sürdürmeli. Ama bloklar arası açık 3-5-2'de Galatasaray takım olarak çok yorulur, yıpranır ve çok pozisyon verir.
Benden uyarması; Antalya'da Emrah, Elazığ'da Serdar Gürler vuruş becerisi yüksek oyuncular olsaydı, Galatasaray farklı kaybederdi. Mancini eğer 3-5-2'yi, Rijkaard gibi kafayı takarsa kısık sesle sistemi eleştiren yöneticiler İtalyan hocaya, "Oyuncuya göre sistem geliştir" demekten kaçınmamalıdır.
Salih'in parasıyla...
Sezon
başında yerli oyuncu konusunda "Kadro Mühendisliği"ni doğru yapamayan Galatasaray, devre arasında kadrosunu birçok oyuncuyla genişletti. Alex Telles, Hajroviç, Salih Dursun, Umut Gündoğan ve İbrahim Coşkun kadroya katılan yeni isimler.. Bu oyuncular genç ve gelecek vaat ediyor. Peki hepsi hemen oynar mı? Şansını iyi kullanan oyuncular kadroda kalıcı olur.
Ancaaaak, Kayseri'den 2 milyon 750 bin Euro'ya alınan Salih Dursun'un pahalı ve gereksiz olduğunu düşünüyorum. Salih fizikli, genç, çok koşan ama teknik becerisi ve yetenekleri kısıtlı bir oyuncu..
Galatasaray yönetimi, Eskişehir ile 4.5 yıllık sözleşme yenileyen Tarık Çamdal ile halen kulüple ihtilaf içinde olan Veysel'i alsaydı daha doğru olurdu. Bu iki oyuncunun transferinde Eskişehir yönetimi para konusunda uzlaşma sağlamadı.
Galatasaray, Veysel ve Tarık için adam başı 500'er bin Euro önermiş ve Necati ile Erman transferinden alacağı olan 400 bin Euro'yu silmeyi taahhüt etmişti. Eskişehir tarafı ise Tarık ve Veysel için toplam 3 milyon Euro isterken 400 bin Euro borçlarının silinmesini talep etti. Ama uzlaşma olmadı.
Galatasaray yönetimi keşke Salih için ödediği parayı Eskişehir'e verseydi bir taşla iki kuş vuracak ve banko oynayacak iki yetenekli oyuncuyu kazanacaktı. Galatasaray'da bu transferleri kim, nasıl yapıyor merak ediyorum..