Futbolda kuraldır; yıldızlarla maç kazanırsın, takım olmayı becerirsen şampiyon olursun. Kadrosu yeniden yapılanan Fatih Terim'in Galatasaray'ını, geçen yıl 40 maçlık periyotta zirveye taşıyan en önemli faktör "Takım ruhunu" sahaya yansıtmasıydı. Başta kaleci Muslera, her oyuncu taşın altına elini eşit soktu. Sorumluluk duygusu, kazanma isteği, geriden gelip maç kazanma hırsı Galatasaray'ın takım olmasının görüntüsüydü. Hamit, Burak, Umut, Dany, Amrabat ve devre arası Sneijder ile Drogba gibi yıldızların transferi Galatasaray'ın kağıt üzerinde belki gücünü arttırdı ama sahada takım ruhuna katkı sağlamadı. Oysa geçen sezon transferde gelen oyuncular Terim'in üst üstüne basa basa "Galatasaray ruhunu geri getirmek istiyoruz" söylemine zihinsel olarak çabuk uyum göstermişlerdi. Özellikle geçen sezon parlayan Engin Baytar, Emre Çolak, Elmander, Hakan Balta gibi oyuncular bu geniş kadro yapısından ya sakatlıklardan ya form yetersizliğinden ya da aldıkları cezalar nedeniyle bu sezon devre dışı kaldı. Burak, Hamit, Umut, Amrabat ve Dany gibi yeni transferlerle donanan Galatasaray takım olarak birlikte hareket etmeyi bir elin parmaklarını andıran, Braga, Cluj, Arena'daki Manchester United maçı, Fenerbahçe ve Beşiktaş maçlarında gösterebildi. Geriye düştükleri maçı geri çevirme refleksini, isteğini ve arzusunu Braga deplasmanında ve içerde Orduspor'a karşı gösterebildi.
TAKIM OLMA DUYGUSU
Terim'in yakın dostu ünlü İtalyan antrenör Marcello Lippi "Yıldızlarla birlikte takım olmak" üstüne şu görüşü savunur: "Bir takımda ne kadar çok yıldız oyuncu varsa, bu grubun birlikte hareket etmesini sağlamak, takımı kompakt hale getirmek için o kadar çok çalışmak gerekir. Her oyuncuya hem yararlı olduğunu hem de vazgeçilmez olmadığını hissettireceksiniz. Bireyler assolist gibi davranmadığı ve takım halinde hareket ettiği sürece başarı gelir. Eğer her oyuncu kendi çıkarına göre hareket ederse o takım "Biz" diye düşünen takımlara karşı kaybeder."
Galatasaray şampiyon olmak istiyorsa Fatih Terim'in kalan haftalarda öncelikle "Takım olma" duygusunu ve "Ben değil biz" diye düşünme refleksini ayağa kaldırması şart.