Hani bazı maçlarda derler ya; bu takım şu takımı yürüye yürüye yendi. Dün akşamki Fener-Alanya maçı tam tersi oldu. Fenerli futbolcular koşa koşa, mücadele ede ede tonla gol attılar. Alanyaspor eski Alanya değil tamam ama sarı-lacivertliler çok iyi hücum pres yaptılar. Ve bu hücum presi 5-6 kişiyle yapmaya gayret ettiler. Öyle olunca da arkadan pas yaparak oyuna başlamak isteyen Alanya hiçbir şekilde oyun kuramadı.
Hücum presi iyi yapınca sarı-lacivertliler hep Alanya sahasında oynadılar. Hep hücum ettiler, yani oynadıkları futboldan keyif aldılar. Onlar keyif alınca da stattaki seyirci ve televizyon başındaki bizler keyif aldık.
Fenerbahçe'nin yedek kulübesi çok etkili... Girenle çıkan fark etmiyor. Teknik direktör de bundan çok iyi ve doğru faydalanıyor. Sarı-lacivertlilerde birbirine yardım etmeyen oyuncu yok. Defansla forvetin arasını da fazla açmıyorlar. Çünkü zaten o zaman hücum pres yapamazsın. Şu bir gerçek; bu Fenerbahçe kadrosu, ligin sonuna kadar şampiyonluğu kovalar. Şampiyon belki olur belki olamaz ama seyredenlere keyif verir.
İKİ POZİSYON AYNI DEĞİL
Gaziantepliler kendi aleyhlerine verilen penaltı ile Trabzonspor'un aleyhine verilmesini istedikleri penaltıya aynı diyor. Bence farklı...
Trabzonspor üzerindeki ölü toprağını kısmen atmış durumda ama tamamen değil... Bordo-mavili takımın daha hareketli, daha baskılı ve etkili oynaması lazım. Hamsik'le Bakasetas'ı hücumda kullandıklarında arka taraf zaaf veriyor. O dengeyi nasıl kurarlar, bu Abdullah Avcı'ya bağlı... Çünkü rakip, orta alandan çabuk çıkarsa Trabzonspor kalesinde tehlikeli oluyor. Nitekim kendi evlerindeki maçta bir anda 2-0 geriye düşüverdiler. Gaziantepliler kendi aleyhlerine verilen penaltıyla, Trabzon'un aleyhine verilmesini istedikleri penaltıya aynı diyorlar. Bence aynı pozisyon değil ve hatta belki de top Trezeguet'nin koluna bile değmiyor. İyi bir açıdan bakmak lazım. Üçüncü golde ise faul bekliyorlar ama devam kararı doğru. Gaziantep'in 5 numarası, Gomez'i itiyor. O da 8 numaraya çarpıyor...