Çok net, sahadaki F.Bahçe'nin sorumlusu, bu F.Bahçe'yi bu hale getiren isim tek başına Ali Koç'tur. Saçma sapan işler yaptı. Bir yaptığı bir yaptığını tutmadı. F.Bahçe takımını yaz-boz tahtasına çevirdi, sonunda da gemiyi karaya oturttu. Tamam futbol işinde para lazım da biraz da bilgi lazım. Bir insan her şeyi bilemez. Ama Ali Koç, bilmediğini de bilmiyor. İşin en tehlikeli tarafı bu.
İlk yarı Başakşehir topa bastı, gol yemeyeyim dedi. Tabii Emre Belözoğlu da F.Bahçe takımının fizik olarak ne durumda olduğu iyi biliyor, "Ben de 55-60'tan sonra gaza basarım" dedi; öyle de yaptı. Başakşehir'in ne oynadığı belli. Bir futbolcu topu aldığında diğer 4-5 oyuncu ne yapacağını iyi biliyor. Nitekim de 65'ten sonra maçın sazını ellerine aldılar ve çalmaya başladılar. Biraz daha dikkatli olsalar 2 yaparlar, zaten ondan sonra da 4-5 olurdu. Ama onlar da "Ne olur ne olmaz, 1-0'ı koruyalım" dediler ve korudular. Şu net; F.Bahçe takımında ne fizik var ne de kimya! Takım tamamen enkaz! İsmail de bu enkaza fazla bir şey yapamaz. Görünen o ki, F.Bahçe yönetiminde bu işten anlayan da yok. Ya da anlayan var ama Ali Koç karıştırmıyor. Hakem genelde iyi işler yaptı. Ama 72'de Berisha topun olmadığı ve hakemin görmediği yerde, yardımcı hakemin ise gördüğü bir pozisyonda rakibinin ayağına kasten bastı. Hem de sakatlayacak pozisyonda. Net bir kırmızı kart. Ne yardımcı, hakemi uyarıyor ne de VAR'daki hakem! Enteresandır hakem de geliyor ve sarı kartı veriyor. Hani hiç kart vermesen, diyeceğim ki atladılar. Ama bu neyin sarısı? Kemiksiz kırmızı kart. Demek ki yardımcının da VAR'dakinin de F.Bahçe'den oyuncu atmaya yürekleri yetmedi. Böyle bir F.Bahçe tablosunda maça bu kadar taraftar geliyorsa, helal olsun F.Bahçe taraftarına. Takımlarına sahip çıkıyorlar. Ama F.Bahçe yönetimi takımına sahip çıkamıyor. Bahçıvansın biberin yok, Fener elden gidiyor haberin yok!