Türkiye'de her taşın altından hakemler çıkıyor. Şimdi size yazacağım olayda küçük dilinizi yutabilirsiniz. İşte Türkiye'deki hakem kalitesi. Geçen hafta oynanan Malatya-Alanya maçının hakemi Yasin Kol'du. Yardımcı hakemler Mehmet Kısal, Yusuf Bozdağan, dördüncü hakem Burak Pakkan… Maç half time oluyor. Hakem Yasin Kol maçın topunu alarak soyunma odasına gidiyor. O top soyunma odasında kalıyor. İkinci yarı başka bir topla maça başlıyor, o topu da alıp soyunma odasına gidiyor. Malatya malzemecisi geliyor, "Hocam topları rica edeyim mi?" diyor. "Hayır vermem" karşılığını alıyor. Malzemeci, "Hocam bunlar bana zimmetli. İdareciler benden hesap sorar. Hiç olmazsa birini verin. Ben diğeri için onları ikna edebilirim" sözlerini sarf ediyor ve topun birini kurtarıyor. Hakem Kol çantasından çıkardığı sibop aletiyle topun havasını indirip, çantasına koyuyor ve Alanyaspor'un malzemecisini çağırıyor. Gelen malzemeciye diyor ki, "Efecan ile sahada konuştum. Bana formasını gönderecek. Bir tane daha yanına koyacak." Malzemeci daha sonra iki formayı getiriyor. Kol, yardımcılarına da "Siz de isteyin, top isteyin" diyor ama onların cevabı, "Bize yakışmaz" oluyor. Türk futbolundaki rezilliği ve hakem kalitesini düşünebiliyor musunuz? Bunlar Türkiye liginde maç yönetiyorlar. Yahu kardeşim final maçı yönetirsin veya senin son maçındır, eğer futbolculardan da arta kalırsa o topu alırsın. Onun haricinde bu işi yapmanın amacı nedir anlamak mümkün değil. Milyarlarca dolarlık bir alemde düdük çalıp maç idare ediyorlar. Herhalde bu yazıdan sonra Futbol Federasyonu gerekli araştırmayı yapıp, kamuoyuna açıklamada bulunur.
HAKEMLERİN KALİTESİ REZALET
İstediğiniz kadar güzel bir araba meydana getirin; lastikleri, freni, motoru, çekişi, yola yatkınlığı, hepsi olsun… Mesela; Formula yarışlarını düşünün. Bunu futbola uygularsak arabayı hazırlayacak olan kim? Yönetim ve teknik adam… Futbolculara da lastik, jant, motor, kaporta, direksiyon olarak bakın da bakın… Bunu idare edecek olan da pilot. Futbol takımına uyarladığımızda arabaları takım olarak düşünün. Araba yarışını kim idare edecek? Hakem. Bir de Formula'da olduğu gibi değil bunlar saha içinde mücadeleye girecekler. Bu ikili mücadelelerde yorum faktörü ortaya çıkacak.
Türkiye'deki maçların Avrupa'daki maçlara göre oynanma süresi az. Bunun sebebinde futbolcular da var. Çünkü onlar kendilerini yere atıp, sakatlık numarası yapıp, faul almak isteyen pozisyon dilencileri. Bunlara karar verecek olanlar kim? Hakemler. Bakın düz mantıktan çıktık, nereye vardık. Peki Türkiye'deki hakemlerin kalitesi nasıl? Rezalet! Var aralarında tek tük. İnanılmaz derecede torpil ve akraba ilişkisi var. Şimdi size bir misal vereceğim. Galatasaraylı Diagne, Kasımpaşa'dan geldi. Kasımpaşa'da 34 lig maçında 32 golün 9'unu penaltıdan atmış, 3 de penaltı kaçırmış. Aynı oyuncu Galatasaray'a geliyor. Ligde attığı 21 golün 8'i penaltıdan, burada da 2 penaltıdan yararlanamadı. Bu futbolcu ceza alanı dışında mümkün olduğunca ayakta kalmaya mücadele ediyor. Rize'deki maçta ikili mücadelelere bakın ayakta kalıyor ve rakipleriyle mücadele ederken birbirlerini itiyorlar. Peki son maça bakalım, ceza alanı içinde kendisini iki defa bırakıyor. Tabii bence bırakıyor. Bazılarına göre penaltı. Rize- Galatasaray maçındaki pozisyonların şiddetine bakın, gol oluyor. Sivas maçında ceza alanında aldığı güya darbelerle düştüğü pozisyonun şiddetlerine bir bakın. Bu bir örnek. Bunları çok futbolcu üzerinde çoğaltabiliriz.
Türkiye'de futbolcular hakemlerin zafiyetini bildikleri için kendilerini yere atıyor, çoğu zaman da başarılı oluyor. Son Sivas-Galatasaray maçında hakem Ümit Öztürk, 8 tane sarı kart kullandı, kırmızı yok. İyi bir hakem 3 veya 4 sarıdan sonra kırmızı karta döner. Bir pozisyonda Ümit devam ettiriyor, sonra kesiyor ve ellerini kaldırıyor, "Hata bende" diyor. İtiraz eden iki Sivaslı futbolcuya kartı yapıştırıyor. Ey Ümit hatayı yapan sensin, haklı olarak itiraz eden iki Sivaslı'ya kart gösteriyorsun. İşte bunlar hakem!
Hakem, oyunun temposunu artırırsa, ikili mücadelelere izin verirse maçın oyunda kalma süresi artar ve maç keyif verir. Kendini atanlara, yerde kalanlara da sarı kart kullanırlarsa futbolcuları bu işten caydırırlar. Sivas- Galatasaray maçında Luyindama ile Muslera'nın çarpışmasından sonra gol oldu. Bazıları Sivas'ın devam etmesini etik bulmuyor. Bence kesinlikle hayır. Bu pozisyon Beşiktaş-Giresun maçındaki Mert Günok'un pozisyonuyla da aynı değil. Şuraya bir not düşmek de lazım. Galatasaray, Luyindama'yı 9 milyon Euro vererek transfer etti. Ne demek istediğimi herhalde anlatıyorum.