Bir tarafta tuhaf bir hastalık süreci geçiriyoruz. Bilmediğimiz durumlarla karşılaştık. Her şey tamam ama Türkiye'de bu kadar stat yapıldı, zeminleri neden böyle anlamıyorum. Önümüzdeki yıl TFF'nin, sahası bozuk olan takımların maçlarını başka şehre alması gerekir. Bunu da bu seneden deklare etsin ki kimse bahane üretmesin. Zeminini yapmayan takım liglerde oynamasın. Futbolcular için büyük tehlike... Bu maç ligin son maçı olsa galibiyette Beşiktaş şampiyon olacak, beraberlikte de Erzurum ligde kalacak olsa kaleciler için neler yazılmazdı? Maç sattıkları mı yoksa ahlak düzeyleri mi kalırdı? Geçmişte bazı şeyler oldu, onları biliyoruz. Bu alem bunları yaşadı. Ama şu anda pek o ahlaksızlık gözükmüyor.
Önce Ghezzal, sonra Gökhan hem kalecilerini kurtardı hem Beşiktaş'ı. Öyle bir maç oynandı ki iki yumurtadan biri kırılacaktı. Kırılan yumurta Erzurum oldu. Bundan sonra işleri çok zor. Erzurum'da sahada oynayanlar ile kulübede oturanları anlayamadım. Böyle maçları tecrübeli ve kariyerli futbolcular kazanır. Çünkü onlar oynarsa daha sahaya çıkarken rakibi rahatsız eder. Önce onları kullanacaksın, olmadı diğerlerini. Erzurum kalecisinin topu yerden geldi, plonjon yapmaya kalktı sektirdi. O da hata ama Ersin'in yaptığı daha büyük hata... Karşıdan gelen top öyle tutulmaz. Eller topa topun üzerinden müdahale eder. Yani sekerse önüne düşer ama böyle tutarsan içeri alırsın. Hakem için zor maç olmadı. Cenk'in pozisyonunda top göğsünden sekiyor mu yoksa koluna mı geliyor? Çözmek çok zor. Ama geçmişte şunu gördüm: Naklen yayındakiler ile VAR'a gelenler maalesef farklı. Bu açıdan ahkam kesmek zor. Bunu bilerek mi yapıyorlar yoksa tesadüf mü yoksa acemilik mi? Bazı şeyleri düşünmek istemiyorum. Çünkü yayını çekenle geçmişte çalıştım. Amatör bir arkadaş değildir.