Almanya, Fransa, Avusturya gibi örnekler verelim. Bunların hava şartları bizimle aynı. Hatta bu ülkelerdeki iklim şartları Ankara, Kayseri, Sivas gibi diyebiliriz. İstanbul bu kadar sert iklimi olan bir yer değil. Peki kar yağıyor, tamam... Bu kar Almanya'da da yağıyor, Fransa'da da yağıyor. Niye oradaki zeminler hiç böyle olmuyor? Neden biliyor musunuz? Bu ülkelerdeki asfaltlara bakın, bir de bizim ülkelerdeki asfaltlara bakın. Onların hiçbirinde yama göremezsiniz, bizim asfaltlarımız yamalı bohça gibi. Aynı statlarımızdaki görüntü.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Futbolcu transferlerine inanılmaz miktarlar veriliyor. Saha zeminleri fiyasko. Büyük takımlar "Şampiyon olacağım" diyor, kaliteli oyuncu almaya kalkıyor. Ama iki kalite eksik futbolcular, bu tarz oyunculara bu sahalarda futbol oynattırmazlar, bozarlar.
Dünkü maçtaki kalite sıfır. Bazı şeylere de inanamıyorum. İki takımdan da 25-30 metre top sürmek isteyen futbolcular var. Belki sahanın kenarlarında o da çok az sayıda olabilir. Onun haricinde bu sahada topu tutup, havadan uzun toplarla oynayacaksın.
Dün akşam futbol var mıydı? Yoktu. "Peki sahanın en iyi adamı kim?" derseniz. Kesinlikle "Hakem" derim. Büyük takım, küçük takım demedi. Gördüğünü çaldı aferin. Ezilmediğini sahada hissettirdi. Bu çok önemli. Aynen devam et. Kasımpaşa'nın da gol atacak hali yok. Muslera'nın inanılmaz hatası... Tabi şunu da ilave etmek lazım. Arada sırada Muslera'nın da hata yapmaya hakkı var. Tabi bunun oranının çok düşük olması lazım, Muslera kalitesinde bir kalecide. G.Saray öyle bir 3 puan aldı ki 'altın değerinde' bile demem. Pırlanta değerinde! Çamur zeminde, çamur gibi bir maç izledik. G.Saray şanslıydı.