F.Bahçe'de lastik patladı. Bu kadar sansasyonel olaylar, bomba transferlerden sonra sahasında Galatasaray'a kaybetmesi psikolojik olarak kötü. Sezon başında bir iki maçta iyi giden F.Bahçe için "Eğer yelkeninin rüzgârını iyi doldurursa 21 ve 22. haftada lig bitebilir" diye söylemiştik.
Ama Erol Bulut eline verilen malzeme ile helvayı yapamadı. Her maçta bir bahane; "Bu maçı almamız önemli, iyi futbol oynamasak da olur" dedi. Kaleci Altay bu sene F.Bahçe'yi tek sırtlayan adam. Kaç maç dayanabilir ki!
Şimdi Onyekuru'ya bakıyorsunuz 40 yıllık G.Saraylı gibi. Daha da önemlisi Mohamed, sanki Galatasaray altyapısından çıkmış. Hani kan grubu uyar ya, o misal. Galatasaray, F.Bahçe'ye göre daha diklemesine oynuyor. Bu takıma bir de Feghouli'nin girdiğini düşünürseniz çok daha değişik görüntüler ortaya çıkar.
İkinci yarı F.Bahçe hücum eder gibi gözüküyor ama karşıdan şişirme toplar. Sosa'ya bakıyorsun, 2 yıldır yokuş aşağı gidiyor. Sosa ve Mesut'u aynı takımda oynatırsanız bir kişi eksik olursunuz. Galatasaray'da da Belhanda ile Arda'yı oynatırsanız yine aynı bir kişi eksik oynarsınız. Ama öne geçerseniz, hele de F.Bahçe'nin evinde o zaman ikisi sahada kalabilir. Sebebi, iyi top yapıyorlar, faul alırlar. 1-0'dan sonra sarı-kırmızılılar, final paslarını iyi yapsalar maçı daha erken çözebilirlerdi. Bir de Muslera'nın çıkardığı bir kafa topu var. Maçın dönüm noktasıydı.
Futbolcular Türkiye'de kendilerini çok yere atıyorlar. Allah muhafaza sanki ayak kırılmış! Aynı futbolcu, 10 saniye sonra bir fırlıyor 20 metre depar. Bu da hakemlerin zaafı. Cüneyt Çakır, ceza alanı içindeki bazı gri pozisyonların hepsini devam ettirdi.
Şu gözüküyor ki, 4 büyük takım sezon sonuna kadar şampiyonluk yarışında başa baş gidecekler.