O kadar çok yazacak şey var ki, ancak bir kısmını yazabiliriz. Biz kestirmeden gidelim. İlk yarı rezalet, çok kötü, iğrenç bir F.Bahçe. Hangi açıdan? Kötü oynayabilirsin ama böyle mücadele etmeye hakkın yok. Hele ki senin durumun malum. Beşiktaş, bu devrede ne yapılacak, onu yapıyor. Bu kadar rahat bir 3-0'ı uzun yıllar hiçbir şekilde görmemiştir Beşiktaşlılar. Sahada vazifesini yapmayan yok, sarı-lacivertlilerde ise vazifesini yapan yok. Önemli bir şey var. O da ne mi? Gökhan Gönül 1 gol att-ı rıyor, penaltıdan; 1 de gol atıyor.. Ne yapıyor? Adam gibi hareket ediyor. Sevinmiyor eski kulübüne karşı, saygılı!.. Aklıma Tolgay Arslan geliyor. Biri siyah, biri beyaz. Yediğin tabağa tükürmeyeceksin! F.Bahçe'nin son Zenit maçını izledik. Orada bir ışık vermişlerdi. Rövanştan evvel şu yorumu yapmıştım: "Bu F.Bahçe birine patlayacak ama kime?" Evet, F.Bahçe ilk yarıda patladı ama kendine; yani bombayı elinde patlattı. Peki aynı F.Bahçe'ye ikinci yarıda ne oldu da bu tarz oynadı? İki değ-i şiklik! Demek ki Ersun Yanal'ın aynaya bakması lazımmış. Halen daha bu kadar maçtan sonra futbolcularını tanıyamamışsan, rakibe göre de bir kadro çıkartamamışsan, bu senin ilk yarıda çıkarttığın kadronun ne kadar rezalet olduğunu gösteriyor. O F.Bahçe gitti, başka F.Bahçe geldi.. 2. yarıdaki F.Bahçe köküne kadar doğru. Çok mu aman aman iyi oynad-ı lar, hayır. Ama mükemmel mücadele ettiler. Tekmeye kafa soktular, hiçbir ikili mücadeleden kaçmadılar, pozisyonların sonuna kadar adeta savaştılar. Uzun yıllardır böyle bir maç seyretmedik. Her şeyiyle, tepeden tırnağa 3-3'lüğü hak eden bir maç oldu. Dün sahadaki hakem, son zamanlarda seyrettiğim en iyi Bülent Yıldırım'dı. VAR da doğru çalışınca, kimsenin bir şey söyleyecek hali kalmadı.