Aziz Yıldırım 17 yıldır F.Bahçe Başkanı. Bu 17 yılda F.Bahçe 6 kez lig şampiyonu olmuş 2 kez kupa şampiyonu olmuş. Galatasaray 8 kez lig şampiyonu, 4 kez kupa şampiyonu olmuş. Beşiktaş 2 lig, 4 kez kupa şampiyonu olmuş. 16 yıllık Yıldırım başkanlığı döneminde bu kulüp 14 teknik direktörle çalışmış. Şampiyon olan da gitmiş, olmayan da gitmiş. Aziz Yıldırım takımı şampiyon yapan hiçbir tek direktöre teşekkür etmemiş! ("Fenerbahçe'yi şampiyon yapmıştır" dememiş hep kendine mal etmiş). (Son zamanlarda kongre üyelerini, taraftarları, futbolcuyu da katıyor ama zaten o işin içinde) Aynı Yıldırım, takım şampiyon olmayınca bütün bunları dışarıda bırakıyor, teknik direktörü suçlayıp kovuyor. Yani iyiyken "Ben" kötüyken "karşıdaki!" Şimdi sıkı durun; 17 yıl boyunca Fenerbahçe'nin aldığı ve verdiği futbolculara verilen paralara bir bakalım. Bir bir not alın! Van Hooijdonk 1 milyon Euro'ya alınmış, satış: Yok! Alex 5 milyon dolar, satış: Havagazı. Anelka alış 5 milyon pound, satış: 8 milyon pound. (F.Bahçe kar etmiş. Ama Denizli'de şampiyonluğun kaybedildiği, Aziz Yıldırım'ın hakemi eleştirdiği maçta bu oyuncu yedek kulübesinde! ) Önder Turacı 1.7 milyon Euro alış, satış: Havagazı. Appiah 8 milyon Euro alış, satış: Havagazı. Kezman 8.3 milyon Euro alış, satış: 2 milyon Euro. Guiza 17 milyon Euro menajer parası da dahil alış, satış: 2 milyon Euro! Maldonado 2 milyon dolar alış, satış: Havagazı! Bienvenü 4.6 milyon Euro alış, satış: Havagazı. Menajer Figer ile ortak bir oyuncu aldılar De Souza diye Bursa'da oynattılar. Yüzde 50'sini Fenerbahçe verdi (2 milyon Euro) bu futbolcunun akıbetinin ne olduğunu kimse bilmiyor. Aynı zamanda F.Bahçe Josico diye bir oyuncu almaya kalktı. O zaman Mehmet Ali Aydınlar, "Bu futbolcunun dizinde sakatlık var almayın" dedi. 1 milyon 500 bin Euro'ya aldılar. Ve bu oyuncu yüzünden dolayı FIFA'lık oldular. FIFA'ya açtığı dava nedeniyle bu futbolcuya verdiklerinden fazla 4 milyon Euro ceza ödediler. Dia diye bir futbolcu aldılar, 5 milyon Euro'ya, 2 milyon Euro'ya sattılar. Stoch'u aldılar 5 milyon Euro'ya, Krasic'i 7 milyon Euro'ya aldılar sonra bu futbolcuyu kiraladılar bu futbolcunun kiraladıkları takımdaki maaşının yüzde 30'unu o takım ödedi. Kiralık sürecinde yüzde 70'ini Fenerbahçe ödedi. Kadlec'in maliyeti 4.5 milyon Euro. Kuyt'a 1 milyon Euro ödediler. Yobo'ya 3 milyon Euro ödediler bu futbolcunun ne olduğu belli değil. Lugano'ya 6 milyon Euro ödediler havagazına gitti. Santos+Baroni'ye 12 milyon dolar ödediler, Santos'u 5 milyon dolara sattılar. Baroni'nin ne olduğu belli değil. Webo'ya 3 milyon dolar ödediler. Krasic'in maliyeti yıllık 2 milyon 700 bin Euro! Bastia'ya kiralık veriyorlar 1 milyon Euro'sunu onlar ödedi, 1 milyon 700 Euro'yu Fenerbahçe ödedi. Stoch'un yıllık maliyeti 1 milyon 850 bin Euro, kiralık verdikleri Paok, bunun 1 milyon Euro'sunu ödedi. 850 bin Euro'sunu Fenerbahçe ödedi. Fenerbahçe Kulübü 2005 Ocak'ında yüzde 15 hissesini halka açtı. 25 milyon dolar para sağladı. Ve o sene F.Bahçe'nin hiç borcu yoktu. Şu anda Fenerbahçe'nin yaklaşık 250 milyon Euro şu anki zararı. İşte Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe'sinin şu anki durumu bu!
DÜĞÜNDEN ÖNCE...
Yanal kimle çalıştı? Yardımcısı İsmail Kartal ile. Kartal'ı F.Bahçe'ye getiren kim? Yıldırım. Bazı kulüp başkanları, yöneticiler, teknik direktörler kendi ekibi ile çalışır ve hepsi belli yerlere adamlarını koyarlar. Bu yardımcı hoca olur, masör olur. En güzel haberi malzemeci ile masörden alırsın. F.Bahçe'deki olayın aslı yakında patlar. Ama Yıldırım, Yanal ile ligin son 5 haftasına girildiğinde ipleri koparmıştı. Yanal'ın kızının evleneceği, yani düğün yapacağı akşamın 4-5 saat evvelinde Yıldırım, Ersun'u transfer konuşması için tesislere çağırıyordu. Ersun'un bu şartlarda kızının düğününe bile yetişmesi zor gözükürken başkan, hocasıyla böyle oynayabiliyor. Ondan sonra da sahneye özel hayat çıkıyor. Herkesin ailesi var, çocuklarımız var! Bazı şeyleri yaparken iyi düşünün geçmişteki bazı açıklanmayan tapeleri de bir düşünün. Spor aleminin nerede olduğunu daha iyi görürüz. Ama çoğu engellendi.
AHLAKLI HAREKET EDİN
F.Bahçe'nin bu seneki yaş ortalaması 31. G.Saray'ınki 28, Beşiktaş'ınki ise 26. İşte Fenerbahçe'in Aziz Yıldırım bilançosu. Yıldırım'ın aynaya baktığını zannetmiyorum. Çünkü aynaya baksa spor camiasında yaptığı suçlamaların çoğunu yapamaz. Ersun Yanal'ın kişiliğini tartışabilirim. Davranışlarını tartışabilirim. Ama bildiğim Yanal'ın antrenman programını ve disiplinini tartışamam. Bu konuda kendini son derece geliştiren biridir. Yenilikçi, her şeye açıktır. Bir şeye tahammülü yoktur. Koşmayanı oynatmaz. Yanal'ın çalıştırdığı takımlarda futbolcular fazla antrenmandan şikayet etmişlerdir ama az antrenmandan şikayet edenini görmedi. Futbolcu münasebetine bir şey demem. Doğrudur, yanlıştır. Ama şunu net söyleyebilirim. İnsanların özel hayatları ile yaptıkları işleri ayırın. Eğer özel hayatlarından dolayı Türkiye'de erkekleri belli kategorilere sokarsanız o suçlayanların çoğu sokağa çıkamazlar. Kimse kimseye artistik yapmasın biz 40 kişiyiz birbirimizi iyi biliriz. Gelmişimizden, geçmişimizden! Sakın yaptıklarınızı unutmayın. Milleti de aptal yerine koymayın. Eğer birileri, birilerinin işlerine son verecekse bu teknik direktörde olur, futbolcu da olur gazeteci de olur, oyuncu da olur. Ahlaklı bir şekilde yalın hareket edin.
GÖZ VAR NİZAM VAR MANTIK VAR
Galatasaray , Florya Tesis kapısının öldürdüğü gazeteci Erkan Koyuncu'nun olayı mahkemeye taşınmış ve maalesef sadece güvenlik görevlisi sorumlu tutulmuş! Galatasaray güvenliği belli bir şirkete vermiştir. Ama o şirket kapıyı ihmal eden şirket değildir. Bu kapıyı yapan ve işlettiren, 1 numaralı sorumlu Galatasaray'dır. Koca Galatasaray camiası bu tarz ayak oyunları ile işin içinden sıyrılmaya kalkmasın. İşlenen cinayettir. Sorumluları da hesap vermelidir. İngiltere anayasa ile idare edilmiyor teamüllerle idare ediliyor. Göz var, nizam var, mantık var en sonunda da ahlak var. Yukarda da Allah var!
SİZ ERDOĞAN'DAN GOL YEMEKTEN BIKMADINIZ MI?
Türkiye'deki siyasi olaya karşıdan bakıyorum. Bu konuda yıllarca görüş bildirdim. Hatta "Kardeşim madem konuşuyorsun, bu işe gir de bir görelim" demesinler diye 91'de Doğru Yol Partisi'nden aday oldum. Rakibim üniversiteden hocam Aydın Güven Gürkan'dı. Çok az farkla o kazandı ben kaybettim. Hiç de üzülmedim. Elimden geleni yaptım çünkü. Şimdi bakıyorum CHP'nin başında Kılıçdaroğlu, MHP'nin Bahçeli var. İkisi de üniversiteden tanıdıklarım. Aynı dönemlerde okuduk. Tayyip Erdoğan'ı da hiç tanımam. Bir kez karşı karşıya geldim. Rahmetli dostum, arkadaşım Hasan Doğan'ın ölümünden sonra.
10 KOYUNA BİLE BAKAMAZLAR
Onda da 1 dakika bile konuşamadık. Çünkü ben de ağladım o da ağlıyordu. Bakıyorum 3 lider arasındaki olaya ve bu üçü hakkında fikir yürütüyorum Devlet Bahçeli ile Kemal Kılıçdaroğlu'na 10 koyun ver, 6'sını kaybeder, 2'sini sakat bırakırlar, 2 sini öldürürler. Bu benim şahsi fikrim. Kızarsınız kızmazsınız, beğenirsiniz beğenmezsiniz. Ama size şunu söyleyeyim; Tayyip Erdoğan bu ikisine devamlı gol atıyor.
İKİNİZ DE EKİBİNİZİ ALIN GİDİN
Tek kale maç var! Recep Tayyip Erdoğan bir bacak arası veya yanından alıyor gidiyorgolü atıyor. Kılıçdaroğlu ile Bahçeli bakıyorlar olmuyor ikisi de kaleye geçiyorlar. Bu sefer Erdoğan korner atıyor, attığı kornere depar atıyor, altı pastan kafayı yapıştırıyor kendi topuna. Bahçeli ve Kılıçdaroğlu ikisi de aynı anda kalede ama ikisi de topa hamle yapamıyorlar. Yapsalar kafa kafaya vurup oraya yığılacaklar. Yine gol olacak! Yahu arkadaşlarım, Ey Kılıçdaroğlu ey Bahçeli ekibinizi de alın gidin. Belki sizden sonra gelenler belki daha hayırlı işler yapıp bu ülkeye hizmet ederler. Mecbur musunuz o koltukta oturmaya. Gidin kardeşim gidin. Siz Erdoğan'dan hep gol yemekten bıkmadınız. Taraftarlarınız bıktı be! Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde bunu görmediyseniz pes vallahi size.