Zorlu bir şampiyonluk yarışındasın, hafta sonunda derbiye çıkacaksın, bir hafta önce Avrupa'ya veda etmişsin, önünde iki hedef (+süper kupa) var, karşındaki rakip kupada çeyrek finalde karşına çıktığında gözüne kestirebileceğin kıvamda bir takım. Ligdeki ideal 11'e girmek için bir çaban, hayalin varsa kendini göstereceğin maç, bu maç. Formayı ben hak ediyorum diye bağırabilirsin son düdükten sonra… Okan Buruk bu fırsatları verdi ama olağan şüphelilerin hepsinin tutuk kaldığı tutuklandığı 90 dakika sonrasında Galatasaray, Türkiye Kupası'na veda etti. Bu maç Galatasaray'da Okan Buruk yönetimindeki en kötü ve unutulması gereken 90 dakikadır. Bırakın ligde ilk 11'e aday olmayı dünkü oyun sezon sonunda Galatasaray'dan kimlerin valizini toplayacağını gösterdi. Zaha kariyeri, yeteneği ve kazandığı ile bu Karagümrük'ü tek başına nakavt edebilecek adamken, "Burada olmadı" damgasını yedi dün akşam. Aynı cümlede özneyi Tete olarak da değiştirelim… Kapının önüne konacaklara Sergio'yu da ekleyelim… Erken geriye düştüğünüz telafisi olmayan bir maçta Florya'nın kapısından girmiş ve kontrat almışsanız bu kadar kontrolsüz ve kötü oynama krediniz yok. Galatasaray, ikinci yarıda maça mahalle kahvesinde okeye oturmuş Mertens, Kerem Demirbay, Torreira gibi ağabeylerini de masadan kaldırıp getirdi ama yine olmadı… Bayern Münih'e 45 dakikada rekor hücum yapan bir takımın dip yaptığı bir çeyrek final maçı izledik. Çıkarılacak çok ders, kesilecek çok bilet var. Akhisar ile bile kupa kazanmış hocalarına iki sezondur kupa finali göstermeyen bu takımın pazar akşamı derbide söyleyecek şeyleri olmalı…