G.Saray'ı sahada verdiği savaştan çok daha fazla zorlayan, saha dışındaki soğuk savaş. Yöntemi ise bilindik. Sosyal medya ve dijital yayıncılık vasıtasıyla dezenformasyon yarat, o bilgi kirliliği destabilizasyon yani dengesizliği, istikrarsızlığı, huzursuzluğu ve endişeyi beraberinde getirsin. Sonrası kaos ve böl-parçala- yönetemesinler. Buna bir de transfer, yönetim ve takım performansını yok sayıp rakibin transferdeki doğrularını ve güçlü oyununu inkar eden, yok sayan iliştirilmiş bir medya aklını ve sosyal medya yönetimini de eklerseniz dünkü oyunun ruhundaki defoları daha net görürsünüz. Geçen hafta sağ açıktan bozma bek Burak Kapacak'a üstünlük sağlayamayan, dün de sezonun ilk maçında G.Saray'a karşı santrfor oynayan Gökhan'ı bir kez geçemeyen Zaha, Tete'ye attığı bir pas dışında tek olumlu hareketi olmayan Halil ve çalımı rakibe değil kendine atan Tete... Futbolu geçen sezonki kadrodan olanlar oynuyor, bu sezon gelenlerin sahada olanları yine dökülüyordu. Maçı Mertens aldı. Torreira, rakibin golündeki pas hatasına rağmen yine savaştı ve defans göbeği olabildiğince sağlam durdu, elbette penaltıda Muslera… Boey, dizindeki problem yüzünden sıkıntılı, Barış Alper ise iyi niyetle her yerde olmak isteyince dağınıktı. G.Saray son iki maçında iki farkı bulacakken hakem hatalarına takıldı. Basın toplantısında futbol gündemini yakalamaktan uzak, hitabeti düşük çıkışlar yerine yönetim, transfer için çoktan düğmeye basmalıydı. Yönetimi, futbolcusu herkes önce Mertens'e, sonra da aynaya bakacak. Onun kadar forma-arması için çalışmıyorsanız G.Saray'da işiniz ne?