Florya'da hafta içinde doğum gününü kutladığın Angelino kulübede bile değil, İcardi ve Bakambu yokken en uçta 3. alternatifin Barış Alper Yılmaz, Kazımcan yedekken sol bek başlıyorsa Küçük İskender'in şiirindeki gibi insan inandığı doğrular için muhteşem hatalar da yapabilir… Neden? Halil Dervişoğlu herhangi bir maçta aldığı süre içinde ligin kalan 19 takımında bırakın birinci, ikinci santrfor adayı bile değilken dün 11'de başlıyorsa Okan Buruk'un yüzünün gülmesi için bu tercih edilenlerin gereğini yapması gerekiyordu. Barış iyi mücadele etti ama ilk yarıda sürekli kanat değiştiren Zaha ve Kerem ile hücumda bağlantıyı kuramadı. Torreira'nın yokluğunda Ndombele'nin beklenenden öte iyi bir performans ortaya koyması ev sahibinin omurgasını ayakta tutarken, Mertens'in etkisiz olduğu ilk 45'ten 5'i isabetli, 16 hücum çıkarmak biraz da Konya'nın halini anlatıyordu. Konya'da deniz yok ama kalesinde 3 temiz top çıkartan kalecisi genç Deniz varmış… İkinci yarıda Buruk'un elinde esaslı tek hamle Tete vardı. Kerem'in, onca as yokken maça imza atması gerekiyordu ama sahneye yüreğini koyan Abdülkerim çıktı. Galatasaray dün Konyaspor'u; Muslera'nın iki net kurtarışı, Nelsson'un yerinde müdahaleleri ve Abdülkerim'in golleriyle mağlup etti. Takımın yarısı yokken 3 gollü galibiyet, zirve yarışı alkışlık ama tabeladan bağımsız bir soru-merak var. Galatasaray'ın geleceğini ve hayallerini anlatmak için Erden Timur-Metin Öztürk ve Genel Sekreter Eray Yazgan bir masada bir araya gelebilirler mi? Bunu yapabilirlerse dünkü 3 puandan fazlasını kazanır sarı-kırmızılı camia. Gelemezlerse…