Trabzonspor'da gariplikler senfonisi bir yıl önce şampiyon takımının santrforunun Şampiyonlar Ligi play-off'unda elendikleri takıma ertesi gün gitmesiyle başlamış, iyi bir 6 numaranın alınmadığı takıma Bakasetas varken Bardhi yetmedi, Yusuf Yazıcı gelmişti. Geçen sezon bitmeden takımdan ayrılanlar, lig başlamışken bir türlü gelmeyen, geleni de son dakikada gelen yeni transferler ve santrfor almadan gönderilen Maxi…
Biz aynı müziği, gariplikler senfonisini dinlemeye devam ediyoruz. 3 puan alınan Antalya maçında ikinci yarıda oyunu rakibe veren, Galatasaray deplasmanında varlık gösteremeyen takımda dün Abdülkadir neden yedekti? Tribünde kredisi sıfır Umut yerine neden Enis Destan ile başlanmadı? Sakatlanmadıysa ilk yarının iyisi Teklic neden çıktı? Bunları Bjelica'nın cevaplaması lazım. İlhan Palut iyi yönetmen. Elinde her zaman bir senaryo var ve lige yeni gelen kadroya yaptığı transferlerle kurgusu temiz bir film izletmeyi biliyor. Dün ilk iki golde Uğurcan'ın rakibe ikramı vardı ama Rizespor'da Benhur ve Mithat mükemmel futbol oynadılar, arkadaşları da takım oyunuyla 17 yıl sonra Karadeniz derbisinde deplasmanda galibiyet sevincine ortak oldular. İlk hafta "Trabzonspor'un yolu uzun" demiştim. Rayyan, Teklic ve Fountas bu sezon katkı verir ama geçen sezonun mental enkazının altından kalkamayacak çok futbolcu var kadroda. Bjelica'nın heybesinden transfer yapmak, oyuncuları önceden tanıyor olması ve birebir iletişim için mühim ama hoca kısa vadede giderse bakınız Jorge Jesus ve getirdikleri…
İki sezon önce şampiyon olmuş ligin 4 büyüğünden birine "Bu sezon yarışta olmaz" cümlesini ben kurmuyorum, Trabzonspor yönetimi ve hocası kurdurtuyor.