Trabzon'dan golsüz beraberlikle döndüğünde liderle arasındaki puan farkı 10 olan Beşiktaş için kalan haftalar ikincilik kadar 'arma ve forma için oyna' havası veriyordu. Beşiktaş'ın tesislerden kalkan takım otobüsünün Ümraniye Stadı'na varması 15 dakika, 5 km'lik bir yol. Karşınızdaki takımın bir tribün kültürü ve baskısı yoksa üstüne bir de kötü gidişe son vermek için teknik adam değişikliğine gitmiş olması 'laf olsun' ise bunun adına deplasman denilmez
Ara haftayı maç yapmadan geçen Beşiktaş, kazanacağına inandığı ve bildiği bir maçı tempoyu yükseltmeden kazandı. Onur'un sağlık problemi nedeniyle kadroda olmadığı, Rosier'in 11'e döndüğü, cezalı Amir ve sakat Cenk'in dönüşüyle ideal 11'ini gördük Şenol Güneş'in. İlk yarıda ev sahibi ekip tek tehlike yaratıp soyunma odasına giderken Beşiktaş, Cenk'in asisti Redmond'un vuruşuyla golü bulmuş ama hücum hattındaki ekstra top kayıpları ve düşük tempoyla sıkıcı bir ilk yarının ortağı olmuştu.
Ümraniye'nin bu bütçe ve kadroyla Süper Lig'de işi ilk haftadan zordu. İlginçtir ilk hafta Kadıköy'de 3-3 berabere kalmışlar, en iyi futbollarını da ilk yarısında 2 gol attıkları Galatasaray deplasmanında oynamışlardı. Aboubakar'ın sazı eline aldığı solo golüyle de ev sahibinin fişi çekildi. Haftaya derbi var ve evinde ne böyle bir Beşiktaş göreceğiz; ne de karşısında Ümraniye gibi bir takım olacak. Aynı şehrin iki takımının maçı derbi ise dün de derbiydi. Sizi Beşiktaş- Galatasaray derbisine alalım, adının hakkını verecek bir 90 dakika bekliyor hepimizi.