20 gün önce 3 kulvarda Fenerbahçe'nin 3 kilit maçı vardı. İkincilik yarışı için direkt rakiplerinden Başakşehir karşılaşması, Avrupa biletini getirecek Türkiye Kupası için Kayseri mücadelesi ve Slavia Prag sınavı… Fenerbahçe 12 günde evinde bu maçları kaybetti.
Sakatları, cezalısı, kadroya yazılmayanlarıyla bir kadro istikrarının yakalanmasının mümkün olmadığı ortamda İsmail Kartal dün 3'lü savunmayla çıktı. Bu diziliş Ferdi'nin sakatlığı ile yerini 4'lüye bıraktı.
Skordan bağımsız Hatayspor maçında insanların izlemeye doyamadığı bir Arda vardı. Dün de yarım saat dolmadan Ferdi çıkınca ve Slavia Prag da skoru 2-0 yapınca maçın tamamını izlemek işin profesyonelleri dışındaki insanlara sanırım işkence gibi gelmiştir. (Arda Güler'in 2. gol öncesi kaleye çektiği şut dışında) Ev sahibi ikinci yarıda farkı daha büyütebilirdi. 2-3'lük mağlubiyetin ardından evindeki çizgisi belli Prag karşısında tur sadece 'İmkânsız yoktur' cümlesine sığınıyordu.
Ama ne teknik kadro ne de futbolcular, bu 'İmkânsızın şarkısı' -ki bir Haruki Murakami romanıdır- için tek bir nota bile basamadılar.
Bu oyun artık 'Biz Fenerbahçeliyiz, çok üzgünüz' ile açıklanamaz. Bu oyunu izleyen hangi Fenerbahçeli üzgün değil ki!