Göztepe'nin baskıyla başlayacağı, ilk golü bulursa da El Maestro'nun rakibi üzerine çekeceği beklenen senaryoydu. Dardaki, zordaki Galatasaray'ın dolu tribünler önünde ihtiyacı ise ilk golü atan taraf olmaktı. Beklediklerinden de erken ve kolay buldular ama sonra bir başka filmin senaryosu devreye girdi: Olağan Şüpheliler. Kimdi onlar? Galatasaray'da kötü oynaması şaşırtmayanlar… Penaltı yaptıran ve sezonun kaybedenlerinden Taylan, ilk penaltıda topu kaptıran, ikinciyi yaptıran Ömer Bayram, emeklilik ikramiyesi sezonunda yürüyen Babel ve ilk 45 dakikada topa 3 kez değen Halil Dervişoğlu.
Göztepe'nin ilk yarıdaki baskısına bakıp rakibi 9 kişi mi kalmış diyebilirdiniz. Öyle idi Galatasaray. Guardiola'nın yardımcısının, 65 isabetli pasla devreyi bitirdiğini ve 46'da oyuncu değiştirmediğini Pep Guardiola duysa "10 senemize yazık" derdi kuşkusuz…
Göztepe oyunu kontrol ettiği büyük bölümde sezonun problemi olan skor bulmakta zorlanınca devreye futbolun öteki yüzü girdi. Bu oyun, hak edildiğinde çok pas yapıp baskılı oynandığında değil bazen şansla, bireysel hatalarla kazanılıyor. Maçın son bölümünü diziliş, taktik vs. ile açıklamak mümkün değil. Akıllara ziyan şeyler oldu o anlarda… Bu kez iki anlamsız penaltıyla Göztepe harakiri yaptı. Gomis de neden Galatasaray'a döndüğünün kanıtı iki vuruşla galibiyeti getirdi. 2022'de ilk maçını kazanan Galatasaray için bu 90 dakika gerçekten de oyun kalitesinin sorgulanacağı maç değildi. Bıçak kemiğe dayanmak ne kelime, hasta kan kaybından gidiyordu. Ölümkalım meselesiydi ve İzmir'den canlı çıktılar…