Önceki gün Galatasaray'a 27, Fenerbahçe'ye 17 puan fark atmış Trabzonspor, yeni transferi Visca ile öne geçtiğinde iki kulübün de başkanı Divan'da üyelere neden başarısız olduklarını değil, nasıl iyi Fenerbahçeli ve Galatasaraylı olduklarını anlatıyorlardı. Sorun iyi taraftar olmak değildi ki... İyi yönetemiyor ve bunu kabul etmiyorlardı. Fenerbahçe kaybetti, dün de Galatasaray'ın kazanması zordu. 10 kişi kalmış rakibi karşısında bir puana şükretti. Fenerbahçe'nin sol beki yok, Galatasaray'ın da sağ beki, iki takımın da golcüsü… Alanya'ya karşı Ömer'in sağ bek başlayıp 10. dakikada sol beke, sol bek Aanholt'un da sağa geçmesi aslında maçın özeti... Orta sahası olmayan bir takım transfer yapmayıp, kötü oynayan adamlarla iyi oynamayı hayal ediyor, santrforu-kalecisi yokken en azından Gomis transferini 3 hafta önce bitiremiyorsa, Kasımpaşa ve Trabzonspor maçlarını kaybeder; dün de 27 dakika 10 kişi oynayan rakibine ikinci yarıda ancak cılız bir şut atar… Averajla şampiyonluğu kaybetmiş takımı toptan gençleştirmek adına Terim'in 3 yıllık projesi yanlıştır. İkinci kaleciyi kiralık göndermek, 'Size kupalar vadetmedik geldiğimizde' deyip projenin mimarı hocayla yolları ayırıp, kartvizitini ancak "Guardiola'nın yardımcısı" diye okuyabildiğiniz bir teknik adama takımı emanet etmek daha büyük yanlıştır. Federasyon, kulüp üyeleri, taraftarlar, medya… Galatasaray Başkanı'na göre herkes ama herkes kendisine karşı ama bir tek o haklı, bir tek o mağdur… Osasuna değil, Galatasaray Başkanı olduğunuzu hatırladığınızda gerçeklerle yüzleşirsiniz.