G.Saray santra noktasına yürürken ardında kendisini yıkan futbolcusu Yunus Akgün, kalesinde devleşen Okan Kocuk ve Hatay'a hat-trick yapan Emre Akbaba ekleniyor. Sezon özeti olmasa bile bu büyük bir parçası… Kadro açıklandığında "3-4-2-1 mi acaba diziliş?" sorusu da mantıklı ama Galatasaray orta sahayı Alpaslan ve Van Aanholt ile oynuyor. Evet, Berkan ve Taylan yok ama ligde 36 puanı da onların oyunuyla kaybetmiş bu takım…
Kalede kaleci var ama yok, Marcao ve Kerem dışında formanın hakkını verecek futbolcu da yok. Kasımpaşa yüklenirken yiyor golü ardından "yaşlı ama futbolcu" Donk, beraberliği getiriyor. Kasımpaşa geçici teknik adamıyla arka arkaya 4 galibiyet alırken, futbolun doğrularını yaptı, unutmadan bir "santrfor"u vardı: Umut Bozok
İkinci yarıda G.Saray'ın futbolunu saha dışıyla tarif etmek çok daha doğru: Hollanda'da yaşayan, orada kulüp yöneticisi ortağı olan; G.Saray yönetimine judo şubesi sorumlusu olarak giren; futboldan anlamadığını, futbol aklının menajer ortağı olduğunu söyleyen ama Guardiola'nın yardımcısıyla başkanın direktifi üzere görüşen ve muhtemelen dün stadyumda olmayan bir yöneticisi var Galatasaray'ın…
Takımın yaş ortalamasını düşürmek, kalite dengesini korumak için seçimden sonra 30 milyon Euro harcamadan Luis Campos'u İstanbul'a çağırabilirdiniz, güzel havada gömlekle izlerdi bir maçı... Avrupa futbolunun en önemli futbol akıllarından biri dün Galatasaray'ı buz gibi havada izlerken bilmediği bir türkü çalıyordu belki de kulaklarında: "Neden geldim İstanbul'a..."