Galatasaray'ın aylardır iki maç arası günlerde gündemini kavgalar, skandallar ile meşgul eden bir yönetimi var. O yönetim judo şubesini emanet ettiği yöneticisine yeni teknik direktör bulma görevini veriyor. Galatasaray tarihte çok maç kazandı, çok maç kaybetti ama bu kadar itibarsızlıkla, samimiyetsizlikle yüzleşmedi. Dün ilk yarı penaltı gol olsa 0-2 de, Hatay yakaladıklarını atsa 3-1 de bitebilirdi. 3 gün önce gelmiş, futbolcuların bile adını ezberleyememiş bir teknik adama bu 90 dakikada eleştiri çıkmaz. Torrent dün 2-1 öndeyken "Yalan 9" oynayan Halil'i oyundan alıp Aytaç'ı sahaya sürdüğünde santrforsuz oyun elbette Guardiola'lı yılların mirası ama İspanyol teknik adamın Pep ile çalıştığı 3 kulüpte de Berkan seviyesinde pas özürlü bir futbolcuyu rakipte bile görmemiş olabilirler üç ligde..
Santrforu ve kalecisinden yoksun Hatay, geçiş oynayan her takım gibi atak bitiremeyen Galatasaray'ı cezalandırdı. Alpaslan yüreğiyle oynayan bir oyuncu ama o pozisyonda biraz aklınızı ortaya koymanız lazım. Dün erken sarı kartın ardından penaltı pozisyonunda kırmızıyı görmeliydi. Erkan Özdamar futbolu bilmiyor, Alpaslan'ı atmayı unutunca Kamara'ya ikinci sarıyı çıkartamadı. Yardımcısı ofsayt bayrağını kaldırmadı, oyun durmayınca devamında Galatasaray kalesinde golü gördü. Galatasaray'ın kendi içindeki kavgası bitmediği sürece dışarıda kazanacağı savaşı yok. Torrent'in kariyerine baktığınızda kaybedecek bir şeyi yok. Parasını alır, elinden geleni yapar, olmadı gider de bu Galatasaray yönetiminin bunca skandaldan sonra bakacağı boy aynası 3 gün sonra Kasımpaşa maçındaki tribünlerdir... Kerem Aktürkoğlu'nun yeteneği ve emeğine bakıp da utanabilir elbette…