Bazı filmler bittiğinde senarist duyacakmış gibi "Yok artık" dersiniz, yüz mermiden kurtulan kahramanın yüz düşmanını yere serdiğinde "Film bu" der geçersiniz ya; dün Rize'de film gibi bir 90 dakika izledik ama bu hayatın ta kendisiydi. Türüne isterseniz aksiyon, isterseniz dram ya da hakem tarafından bakarsanız komedi diyebilirsiniz. Rize'de yağmurlu akşamda kadro tercihinin bir takımın oyununa nasıl etki ettiğini, bir hakemin verdiği bir yanlış kararı bir başka yanlışla düzeltmeye çalışırken son düdükle birlikte eksik olan tek şey ekranda "Son" yazısıydı.. Galatasaray bu sezon nerede rotasyon yapacağına karar veremeyen bir takım. Marsilya maçının en çok hırpalanan isimleri orta sahadaki üçlü ve Van Aanholt dün 11'de başlarken o maçın hücum hattı kulübeye çekilmişti. Tansiyonu yüksek maç olacağı haftalar öncesinden belliydi. 5. dakikada golü bulup ilk 45'te rakip cezasına sadece beş kez girebilen ve oyunu da tabelayı da elinde tutamayan Terim, ikinci yarıya 2 değişiklikle başladı ama 3 yıl önce bu sahada takımı şampiyonluk maçına taşıyan Diagne ve Morutan yine kulübede kaldı.
7 maçta galibiyeti olmayan, sadece 4 gol atan Rizespor, dün kadro kaosu yaşayan Galatasaray'ı elinden kaçırdı. İkinci yarıda geciken değişiklikler, orta sahada Cicaldau ile direnen ve hücumda Mohamed ve Halil ile fırsatları kaçıran sarı-kırmızılı takım, bir klasiğinden vazgeçmedi. Muslera ve yine kısa pasla çıkma sevdası... Boldrin penaltıyı kaçırdı ve filmin finalinde süper kahraman gibi ceza sahasına giden Diagne ve Morutan'ın son vuruşu... "Oyuna 90'da mı girerler" dedirten iki oyuncu...