İlk yarı bittiğinde G.Saray hücumunda Kerem (11), Feghouli (10), Morutan (9) top kaybıyla oynuyordu ve soyunma odasına giderken kalelerinde gördükleri gol de Luyindama'nın top kaybı ve Muslera'nın pek anlamlı olmayan çıkışı sonrasında gelmişti. 4 maçlık galibiyet hasreti kadroyu fabrika ayarlarına döndürürken, Kayseri'deki farklı mağlubiyetin ardından taraftar önünde gevşeyen vidaları sıkılmış bir Terim takımı vardı sahada. Lazio maçı sonrasında unuttukları önde baskıyı yaparken Göztepe ilk 10 dakikada rakip yarı sahayı göremedi. İştahlı oyun kilit ya da asist pasların isabetsizliğiyle birleşince yine pozisyon yaratamayan bir G.Saray karşısında Göztepe geçişleri ziyadesiyle iyi yaptı. İlk 45'te Berkan ile oyun kurarken oyuncunun yetersizliğine Cicaldau'nun hayalet oyunu da eklenince tek net pozisyon İrfan Can'ın hatasından geldi. Halil, "santrforlar bencil olur ama o kadar da değil" pozisyonunda Feghouli'ye pas atmayıp kendisi dışarı vurdu. 8+3'te Marcao yokken G.Saray'ın, Alpaslan'ı ilk 11'de oynatması lazım. Halil'in bozuk olduğu bir günde iki yabancı golcüden biri oyuna girdiğinde bunu yapmazsanız iki oyuncu değiştirmek zorundasınız. Dün de öyle oldu. İrfan Can geleceği parlak bir kaleci ama dün Halil'in topu ellerinden kayıp giderken G.Saray'ı adeta komadan çıkardı… Ardından Morutan'ın solo performansı ve Nestor El Maestro'nun yerinde değişiklikleriyle son saniyeye kadar oyundan kopmayan ve beraberliği arayan Göztepe… G.Saray ve Barcelona'nın hikâyesi benzer. Ağır maliyetli oyuncularla yollarını ayıran, gençlerle yola çıkarken ayakları dolanan ve galibiyete hasret kalan takımlar(dı). Dün Barça o seriyi kırdığında G.Saray sahaya çıktı. Sezonun devamında bu hikâye değişmeyecek gibi. Geçen sezona başlayan ideal 11'inden 9 farklı oyuncuyla yola çıkan G.Saray'ın emeklerken dizi çok kanayacak bu ligde.