Ara öncesinde liderin 3 puan gerisindeki Galatasaray, 8 maçımı da kazanır son iki sezonda yaptığımı yaparım peşindeydi. Ligin ikinci yarısında sağlam defans, Fenerbahçe derbisindeki galibiyet, iyi futbol yelkenleri şişirmeye yeterdi. Sivas'ta beraberlik kötü sonuç değil, Beşiktaş derbisi de seyircisizdi, kaçan 4 puan. 8 maçlık galibiyet serisi de yakalayan, 8 maç arka arkaya kazanamayan takım da bu. Elbette Muslera başta olmak üzere sakatlıkların uzun yolda çukur açtığı kesin ama geçen sezona dönmek lazım.
Galatasaray, 8 puan geriden gelip şampiyon olduğu sezonda "neden 8 puan geriye düştüm" meselesini analiz etmediğinden dert ne ise bu sezonun hikâyesine yazıldı. Geçen yılın ilk yarısını santrforsuz ama Fernandolu ve yine yokları oynayan Belhanda ile götüren takım, bu sezon Brezilyalı'nın yerinde biri kaçan Nzonzi olmak üzere 3 adam denedi, Belhanda şaşırtmadı, yine yoktu ve Falcao, Diagne'nin yarım sezonda verdiği katkıyı vermedi. Omurgadaki soruna Muslera ve Luyindama'nın sakatlığını ekleyin işte sezonun Z raporu…
Gol problemi olan, dün de iki forvetinden yoksun gelen Göztepe, G.Saray gibi ara sonrasının 3 puana yabancı takımıydı. Alpaslan, Göztepe demek, o giderse İzmir ekibi ciğerini de ruhunu da kaybeder. G.Saray'da "Bonservisimi verin gideyim", "Paramı verin" diye ihtar çekenlerin sahada olduğu 90 dakikada hakem Koray Gençerler'in iptal ettiği iki gol evlere şenlikti. Adem ve Napoleoni'nin VAR uyarısıyla iptal edilen golleri nizamiydi. MHK Başkanı'na sorsanız "Biz ve hakemlerimiz iyiyiz" diyor, bize de Allah iyiliğinizi versin demek düşüyor…
Fatih Terim, 5 oyuncu değişlik hakkının olduğu oyunda ilk tabelayı 89'da kaldırttı. Bu sahadaki adamlardan "memnunum" demek değil, "G.Saray'a veda ediyorsunuz", "Bu formayla yarım saat daha anınız olsun" demekti…