1- Beşiktaş'ın oyun anlayışını nasıl buldunuz?
Şunu hep söylüyorum; Olimpiyat Stadı'nda saha avantajınızı rakibinize hissettiremiyorsunuz. Bu statta çok zor. Beşiktaş bu mantıkla ve doğru olarak, Fenerbahçe'nin liderliğini ve oyun anlayışını kabullenip oyuna tempo ve baskı ile başlamadı... Daha dengeli oynayayım derken ilk yarının ilk bölümünde hakimiyeti Fenerbahçe'ye kaptırdı. Ta ki Sow'un golü gelene kadar. Oyun 1-0'a geldikten sonra daha önde oynamaya çalışan 2-3 net pozisyona da giren Beşiktaş, nihayet skoru 1-1'e getiren golü de buldu. Tabi bu ilk yarıda bana göre en çok akılda kalan olay, Jones'un çok gereksiz hamleleriyle "İkinci sarı kartı istiyorum" demesi ama hakem Halis Özkahya'nın vermemesiydi.
2- Tribünlerin havası derbiyi de etkiledi mi?
Bu sene Beşiktaş'ın ligde yarıştığı rakipleri Fenerbahçe ile Galatasaray'a karşı en önemli zaafı, kendi saha avantajı ve oyunu olmayışıydı. Derbide de saha şartları ve tribün desteği avantajı yoktu Beşiktaş'ın... Dün akşam İnönü Stadı ile Olimpiyat Stadı arasındaki farkı bir kez daha gördük.
3- G.Saray-F.Bahçe derbisinde yaşanan gerginliklerden sonra Olimpiyat Stadı'nda sahadaki manzara nasıldı?
O maç hakikaten gergindi. İki derbinin oyun kalitesini karşılaştırırsak, dün akşam da çok doyurucu bir futbol izlediğimizi söylemek zor oyun doğruları ile... Ama maalesef zaman zaman ligin bu son bölümünde sonuç odaklı oyunlar futbol becerilerinden uzak olabiliyor.
4- Kalan 4 haftada ikincilik yarışı nasıl şekillenir?
Beşiktaş iki puan önde. Bundan daha da önemlisi G.Saray'ın psikolojisi ve havası ikinciliği yakalaması için olumlu sinyaller vermiyor. Beşiktaş kazanıp, farkı 4 puana çıkarsa "Matematiksel olarak değil ama futbol olarak iş bitti" diyebilirdik. G.Saray, Kasımpaşa maçında ne kadar darbe alsa da Beşiktaş'a bir maçlık mesafede. Bu da onu yarışın içinde tutar.