Dün akşam Beşiktaş cephesinde en çok merak edilen unsur Fernandes ve Oğuzhan'ın yokluğunda orta saha kurgusunun nasıl bir performans göstereceğiydi. Herkeste bu orta saha ile oynamanın çok zor olacağı düşüncesi vardı. Nitekim Beşiktaş, ilk yarıda bu iki oyuncunun da eksikliğini bütünüyle hissetti. Pasla organizasyon anlamında oyun kuramayan Beşiktaş, yüksek toplarda dönen topları kazansa bile oyuna şekil veren yaratıcı oyuncu eksikliğini sonuna kadar hissetti. İlk yarı oyunu hiçbir zaman eline alamadı. Ama buna rağmen skoru eşitlemeyi başardı. Çünkü gol, oyunun bütününü etkilese de anların sonucu oluyor. Golü de ilk yarı boyunca yapabildiği tek organize paslarla buldu Beşiktaş.
İkinci yarıda ise oyunu değiştirmek için önde basarak tempoyu artıran Beşiktaş'ın, oyunu mücadele maçına çevirme isteği ikinci yarının ilk bölümünde sonuç verdi. Beşiktaş, organize ataklarla olmasa da zorlayarak ve çabalayarak gol pozisyonları buldu ama bunları Almeida ile değerlendiremeyince oyunu koparmadı. Beşiktaş, zaman zaman çabuk ataklar yaptı ama bilinen, beklenen hücumda çoğalmayı gerçekleştiremedi.
Maçın son bölümünde ise oyun tekrar Gençlerbirliği'nin eline geçti. Onlar da gol pozisyonu ürettiler fakat skoru değiştiremediler.
Özellikle ilk yarıdaki oyuna baktığımızda beraberlik Beşiktaş için iyi sonuç diyebiliriz. Bu vasat Beşiktaş'ta bana göre öne çıkan tek oyuncu Hilbert'ti. Gerek savunma hamleleriyle, gerek hücumda, gerekse o bölgede her zaman pozisyon alışıyla en çok öne çıkan oyuncuydu. Holosko ise geçmiş maçların aksine hiç sahne alamadı. Beşiktaş, derbi haftasında G.Saray ve Fenerbahçe'nin muhtemel bir beraberliği karşısında alacağı galibiyetle zirve hayalini gerçekleştirememiş oldu