Fenerbahçe o kadar büyük iniş-çıkışlar yaşıyor ki, bu şekilde şampiyon olması mucizelere bağlı. Son Avrupa maçında büyük bir patlama yaşandı. Önce Samet'in beşinci dakikada yaptığı hata ve ardından oyuncunun çıkana kadar protesto edilmesi. Sonrasında da başkan Ali Koç ve yönetim için yapılan olumsuz tezahüratlar… Samet, ikinci yarıda oyundan alınmak zorunda kaldı. Kolay bir iş değil, bu kadar büyük protesto altında futbol oynamak. Elbette yaptığı hata önemliydi ama bu kadar ağır hakaret ve küfürlere maruz kalacak bir şey değildi. Fenerbahçe taraftarı, aslında Samet'i hedef seçip Mourinho'ya mesajlar veriyordu.
Bir süre önce Sivas'ta Metehan'ın atılmasıyla Galatasaray da 10 kişi kaldı. Ama sarıkırmızılılar, 10 kişi değil sanki 15 kişi gibi oynayarak o maçı kazandı. Yani bir nevi arkadaşları, genç futbolcu için mücadele ettiler ve inanılmaz bir efor sarf ettiler. Hırs, azim, ne isterseniz vardı. Ama Samet'in yaptığı hata sonrası Fenerbahçe'de bunu göremedik. Takım olma duygusunu hissetmedik. Ben oyuncuların arkadaşlarına sahip çıkmasını bekler, onun için mücadele etmelerini umardım. Ama olmadı. İşte Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki en büyük fark da bu. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç da bu duyguyu eksik görmüş olacak ki, takıma hitaben yaptığı konuşmada "Kenetlenin, birlik olun" dedi.
İCARDİ HEMEN İSTANBUL'A DÖNMELİ!
İcardi ameliyat oldu, daha ikinci günde araba kullanmaya başladı. Arjantin'de bu operasyonu geçirmesi açıkçası Galatasaray'ın istediği bir şey değildi. Ama oyuncu böyle bir tercihte bulundu. Ameliyat olmak kadar, ondan sonraki süreç de çok değerli. Oyuncunun bu rehabilitasyon dönemini nasıl geçirdiğini eminim ki Galatasaray yakından takip ediyordur. Fakat her gün kendisiyle ilgili özellikle Arjantin basınında magazin haberleri yer alıyor. Wanda Nara ile olan çekişmesi, çocuklarının velayetini istemesi, konuşmalar, açıklamalar, sosyal medya paylaşımları bütün bu süreç yıldız futbolcuya çok zarar veriyor… Belki 'Alakası yok' diyebilirsiniz ama kanımca tedavi süreci de bu yaşananlardan dolayı zarar görecek… Çünkü bu işin psikolojisi çok önemli. Galatasaray, İcardi'yi İstanbul'a getirtip gözünün önünde tedavi ettirmeli ve bu süreci beraber geçirmeli… Galatasaray'ın en maliyetli futbolcusu, bunu lütfen göz önünde bulundurun!
İKİ ADAY DA ÇOK KARAMSAR!
Beşiktaş'ta seçim için süreç ilerliyor. İki aday var; Biri Hüseyin Yücel diğeri Serdar Adalı… İkisinin de açıklamalarına baktığımız zaman Beşiktaş için oldukça karamsar bir tablo çizdiler, özellikle de ekonomik olarak. İkisinin de ortak verdiği mesaj, transfer yapmanın zor olduğu, transfer için bir bütçe olmadığı ancak birkaç takviyeyle genç oyuncuları takıma kazandırmanın ve onları da kiralık olarak almanın mümkün olduğu... Yine ikisinin de söylediği 50 milyon Euro'luk bir rakam var. Yani kim başkan olursa olsun, ortaya bu parayı koymak zorunda. Allah kolaylık versin, zor bir iş. Ama taraftar bu işin hesap kitabıyla hiçbir zaman ilgilenmiyor. Beşiktaş'ın yarışın içerisinde olması, Beşiktaş'ın kupa alması camianın ve taraftarın en büyük beklentisi. Bakıldığı zaman şampiyonluk yarışından koptu. Avrupa'da şans mucizelere bağlı. Elde bir Türkiye Kupası var. Şimdi iki sezondur bu kadar çalkantılar yaşayan, bu kadar büyük bir hasar gören camianın kısa bir süre içerisinde, yani mayısa kadar yönetime kim gelirse gelsin toparlama şansı da yok. Saha sonuçlarının iyi olması için bir heyecan, bir motivasyon lazım. Bu heyecanı ve motivasyonu yeni gelecek yönetim sağlayabilecek mi bunu hep beraber göreceğiz. Ama gerçek olan şu; Beşiktaş hem Fenerbahçe'nin hem de Galatasaray'ın çok gerisinde kaldı!
TFF, DÜNYA KUPASI İÇİN SEFERBERLİK İLAN ETMELİ!
Dünya Kupası grup elemelerinde rakiplerimiz belli oldu. Tatlı- sert bir kura çektik. Muhtemelen İspanya gelecek. Tabii ki, grubun favorisi. Bizim bu grupta her ne şekilde olursa olsun ikinci olmamız gerekiyor. Fakat büyük takımlarla da büyük zaferler elde etmiş bir milli takımız. Aslında okyanusları geçip derede boğulduk bundan önceki maçlarda. Bu nedenle hem Gürcistan hem de Bulgaristan'da oynayacağımız karşılaşmaları çok önemsiyorum. İki takımla da hem deplasmanda, hem de Türkiye'de yapacağımız maçları kazanıp puanları cebimize koymalıyız. Montella, Türk Milli Takımı'ndaki en büyük sınavını verecek. Beklenti ve umutlar büyük. Dünya Kupası'na katılma özlemine İtalyan teknik adam son verirse Türk futbol tarihine adını yazdıracak. Zaten bunu başaramazsa Milli Takım'daki hocalığı da %99 bitecek. Bu sürece iyi hazırlanmak, iyi analiz etmek lazım. Kaliteli takımlarla hazırlık maçları oynamak şart. Yani birlik ve beraberlik çok önemli ve kısır çekişmeleri bir kenara koymak lazım. Burada en önemli görev de Türkiye Futbol Federasyonu'na düşüyor. Eylül'e kadar çok uzun bir zaman var önümüzde. Macaristan karşılaşmaları ve oynayacağımız hazırlık müsabakaları. Türk futbolundaki çekişmeler ve çirkin paylaşımlar, sert açıklamalar bu şekilde devam ederse Milli Takımımız'ın da zarar göreceğini düşünüyorum. Türkiye Futbol Federasyonu'nun A Milli Takım ile ilgili bir uzun vadeli plan ve program yapması şart. Bir seferberlik ilan etmesi lazım…