Avrupa Şampiyonası'nda bugün Portekiz maçına çıkıyoruz. Gürcistan galibiyetinin sevincini ise günlerdir doya doya yaşıyoruz. İlk maçlar grupta çok önemlidir. Bunu, karşılaşmayı analiz ederken de özellikle ifade etmiştim. Düsseldorf'ta bulunduğumuz bu süreçte spor dünyasından birçok ünlü isimle karşılaşıyoruz, onlarla sohbet etme imkânımız oldu. Futbolun kalbinin attığı Almanya'dan izlenimlerimi sizinle paylaşmak istiyorum.
AİLESİYLE BİLE GÖRÜŞMÜYOR
Gürcistan galibiyeti ülkedeki halkımızı sevindirdiği kadar, buradaki Federasyon yönetimini ve gurbetçileri de memnun etti. İlk başta yaşanabilecek olumsuz bir durumun takımdaki havayı bozmasından herkes endişe ediyordu. Zor bir karşılaşma oldu. Teknik direktör Vincenzo Montella'nın bu süreçte çok stresli olduğunu öğrendik. Gürcistan maçına hazırlanırken ailesi dahil birçok insanla görüşmediğini, tamamen bu maça konsantre olduğunu duyduk. Kolay değil, beklentiler büyük. Bir de gurbetçilerin adeta Türkiye havası oluşturduğu Almanya'da oynuyorsunuz. Dolayısıyla Gürcistan maçının olumsuz bir şekilde sonuçlanması her şeyi altüst edebilir, motivasyonu bozabilirdi. Galibiyetle Milli Takım oyuncuları da rahatladı… İnşallah bugün Portekiz maçından da güzel bir sonuçla ayrılırız.
GÖRMESEK İNANIRIZ!
Gürcistan maçının ardından Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi ile basının bir buluşması oldu. Sohbet toplantısı yaptık. Sayın Başkan, takıma olan güvenini başından beri zaten dile getiriyordu. Tabii herkesin merak ettiği konu, Federasyon'da adaylık ile ilgili süreçti. Açıkçası bununla ilgili bir kelime kullanmamayı tercih etti. Ana konumuz Milli Takım'dı. Bu sohbetten bazı ifadeler ne yazık ki özel olmasına rağmen yine YouTube kanallarına ve sosyal medyaya sızdırıldı. Orada bulunduğum süreç içerisinde söylenenlerin dışında gerçek dışı birçok şey de yine aynı şekilde sızmış. Onların da yalan olduğunu ifade edebilirim net bir şekilde. Bunlardan bir tanesi mesela, sohbet sırasında ilk maça davetli olmasına rağmen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in yoğun programı nedeniyle Gürcistan maçına gelememesiydi. Sayın Şimşek, Portekiz maçına geleceğini danışmanları vasıtasıyla Mehmet Büyükekşi'ye iletti. Bu diyaloğa canlı olarak tanıklık ettik. Fakat bunun yansıması bile sosyal medyada farklı oldu. İnsan yaşamasa, görmese, bunları okusa gerçekten inanır!
AKRABA KENDİ PARASINI ÖDEYECEK
Futbol Federasyonu'nun yöneticileri ile yaptığım sohbetlerde rahatsız olunan bir nokta var. Bu seyahatin başından beri yapılan bilgi dezenformasyonu. Mesela deniyor ki, 600-700 kişi Almanya'ya götürüldü. Deniyor ki TFF yöneticilerinin aileleri, çocukları, damatları, gelinleri, bütün sülale buraya taşındı. Deniyor ki 7-8 uçak kaldırıldı. Federasyon resmi bir açıklama yaptı, medya mensupları da dahil sayı 197. Bunların içerisinde kulüp başkanları ve yöneticileri ve TFF personeli de var. Başkan dahil yönetimdeki herkesin birinci derece akrabaları başka otellerde ve kendi ceplerinden ödeme yaparak buraya gelmişler. Bu kadar önemli bir milli davada, bunların gündeme gelmesi, getirilmesi ve bu operasyonun yapılmasının takdirini kamuoyuna bırakıyorum. Unutmayın ki önemli olan tek şey Tür Milli Takımı'nın başarısı.
4 BÜYÜK KULÜP NEREDE?
Gelelim Türk futbolunun lokomotifi Süper Lig takımlarımıza, özellikle de Kulüpler Birliği'ne. Türkiye'nin Avrupa Şampiyonası'nda başarılı olması için 85 milyon dua ediyor, herkesin kalbi, gönlü takımımızın, bayrağımızın başarılı bir şekilde gururla dalgalanmasından yana. Futbol Federasyonu, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor başkanları dahil tüm kulüpleri buraya davet etmiş. Gelen var, gelmeyen var, yanıt veren var, vermeyen de var. Böyle bir organizasyonda ülke futbolunun lokomotifi olan özellikle dört takımın değerli başkanlarının, Ay-Yıldızlıların heyecanına ortak olmaları hatta organizasyonlar yapıp takımımıza destek olmak için federasyonla iş birliği yapmaları gerekmez mi. En azından bu süreçte... Ama dönüp dolaşıp gündem 18 Temmuz'daki seçimlere odaklandığı için Milli Takım'ı kaçırıyorlar. Mesela Kulüpler Birliği Başkanı Ali Koç… Diyelim diğer kulüp başkanları gelmedi, sizin en azından burada bir maça gelip, protokolde oturup bu heyecana devletin üst kademesi ile federasyonla ortak olmanız, bu fotoğrafı vermeniz harika bir şey olurdu. Bazı başkanlar da gelmek istemiş ama camialarından çekindikleri için geri adım atmışlar. Son sözüm, tek bir Milli Takımımız, tek bayrağımız var. Ötesi yok, başka söze de gerek yok.
BALOTELLİ MUHTEŞEM BİRİ
Düsseldorf'ta ünlü simalarla da sohbet ettik. Bu isimlerden biri de Adana Demirspor'u ligde tutma başarısı gösteren Hikmet Karaman'dı. Kalma başarısı gösteren diyorum çünkü Adana Demirspor çünkü ligin ikinci yarısında birçok oyuncusundan mahrum kaldı... Hikmet hoca, gelecek sezonla ilgili planlarını daha yapmış değil. Burada kendi imkânları ölçüsünde bütün maçları izleyip, analizler yapıyor. Bir teknik direktör için oldukça kıymetli bir şey. Sürekli kendini geliştirmek, maç takip etmek, futbol camiasının ünlü isimleri ile bir araya gelmek ilişki yönetimi açısından çok sağlıklı bir yöntem. Sohbetimizde ben özellikle Balotelli'yi sormak istedim. İlk kelimesi 'Mükemmel' oldu. Her takımda böyle bir futbolcunun mutlaka bulunması gerektiğini ekledi. Kendisiyle çalışmaktan büyük memnuniyet duyduğunun, çok güzel sohbetler yaptığının ve değerli bir oyuncu olduğunun da altını ısrarla çizdi. Bu performansının dışındaki bir yorumdu… Hatta 'Fenerbahçeli Dzeko mu, Balotelli mi?' dediğimde tartışmasız hemen 'Balotelli' dedi. Hem zeki hem iyi futbolcu hem de takıma değer katabilecek bir isim olarak da vurguladı.
Burada karşılaştığım kişilerden biri de Beşiktaş Futbol Direktörü Samet Aybaba'ydı. Hocayla biraz konuştuk. Maçları izlemeye geldiğini söyledi. Kısa sohbette, "Beşiktaş'a oyuncu mu bakıyorsunuz?" diye sordum. 'Hayır' dedi. Beşiktaş'la ilgili de yorum yapmaktan kaçındı.