Türk futbolunun marka değeri düşüyor, Avrupa'da sahne alan takımlarımız uluslararası arenalarda dökülüyor. Kulüplerimiz kafa kafaya verip toplantı üstüne toplantı yapıyor, çöküşe çare aranıyor.
Trabzonspor, akıllı yatırımları, organizasyon becerisi, saha içi ve saha dışında elde ettiği istikrarlı yapısıyla İstanbul'un dev bütçeli takımlarına fark atarak şampiyon oluyor. Masada bir araya geldiklerinde kapalı kapılar ardında takdir ettikleri Trabzonspor'a; Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe bir kutlama mesajını çok gördü. Taraftar baskısı nedeniyle medeni cesaretlerini resmi hesaplarından ya da sosyal medyadan gösteremediler. Taraftar baskısı Türkiye'de öyle bir hale geldi ki bu kirli atmosfer yönetimleri esaret altına aldı. Kulüpleri yönetenler yapmak istediklerini sağlıklı yapamıyor. Bir ay önce Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, "Trabzonspor açık ara en iyi futbolu oynuyor" dediği için kendi taraftarı tarafından linç edildi. Farkındaysanız bir süredir sarı-lacivertli kulübün hedefinde tamamen Trabzonspor var. Fenerbahçe resmi sitesi, sosyal medya hesapları ve son olarak Başkan Ali Koç açıklamalar yapıyor. Galatasaray ve Beşiktaş'ın durumları da farklı değil. Onlar da sessizlik oyunu oynarken, Ahmet Nur Çebi ve Burak Elmas, Ahmet Ağaoğlu'nu telefonla arayıp kişisel olarak tebrik ediyorlar... En azından bu da önemli. Futbolun en büyük sorunlardan biri artık sosyal medya... Buradaki nefret, algılar, yalanlar, kitleleri tahrik ediyor. Taraftarlığın güzel yanlarını silip süpürüyor. Bence bundan sonra Türk futbolunun en büyük rakibi, Fair-Play ruhunu zehirleyen, kulüp yönetimlerini ipotek altına alan, kalbinde hiçbir değer yargısı taşımayan bu sosyal medya taraftarlığı olacaktır.