Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, göreve seçildiği tarihten sonra farklı teknik adam modelleriyle çalıştı.
MODEL 1- Ülkesinde başarılı olmuş, şampiyonluklar yaşayan, futbol kariyeri başarılarla dolu Phillip Cocu'yu Fenerbahçe'nin başına getirdi. Yanına da Fransız Sportif Direktör Comolli'yi koydu, sonuç hüsrandı!…
MODEL 2- Daha sonra tribünler Ersun Yanal diye bağırdı. Çünkü Yanal, Fenerbahçe'yi tarihinin en erken şampiyonluğuna ulaştırmıştı. Tecrübeli ve Süper Lig'i tanıyan bir isimdi. Yanal'ın imzası heyecana neden olurken, sonucunun yine dramatik olacağını tahmin etmek zor değildi. Nitekim de öyle oldu. Koç, tribünün isteğiyle gelen Yanal'ı tribünün isteği ile gönderdi. İkinci model de tutmamıştı.
MODEL 3- Yeni bir formül gerekiyordu. Düşündü taşındı, Türkiye'nin genç, gelecek vadeden teknik direktörü Erol Bulut'u takımın başına geçirdi. Başarıya açtı, algıları açıktı, Avrupa'yı yakından takip ediyordu, gelin görün ki yine olmadı.. Mutlu geldi mutsuz gitti Bulut!
ARA FORMÜL- Sahadan sportif direktörlüğe geçirilen Emre Belözoğlu bu kez saha kenarına indirildi, başarılı da oldu ancak Sayın Koç, 'tecrübe' vurgusu yaparak 10 maçlık serüvene son verdi. Artık herkes çok kariyerli bomba bir teknik adamın Fenerbahçe'nin başına geleceğini hayal ediyordu.
BAŞARILI OLACAĞINA İNANMADI
MODEL 4- Günler haftalar geçti.. Taraftar sabırsızdı! Birçok ünlü teknik adam ismi yazılıp çiziliyordu. Sayın Başkan bu sefer de denenmiş yabancıyı 'Yarım kalan hikayeyi tamamlamak' vaadiyle Pereira'yı açıkladı. Genel görüş bu modelin hiç tutmayacağı yönündeydi.. Öyle de oldu Portekizli hoca da ikinci kez evine döndü.
ARA FORMÜL- Modelden modele geçen Fenerbahçe Başkanı emanetçi olarak İsmail Kartal'ı kulübeye oturturken, onun bu kadar başarılı olacağını hayal bile edememişti. Kartal aldı takımı ikinci sıraya oturttu.. Galatasaray'ı yendi.. Taraftar "İsmail hoca kalsın" diye bağırdı.. Tam da bu sırada başkan özel jetine atlayıp soluğu Portekiz'de aldı..
FALCAO NASIL TRANSFER OLMUŞTU!
MODEL 5- Görüşmenin güzel bir karesi ortaya çıktı, Jorge Jesus heyecanı sardı ortalığı.. Şu ana kadar değişik formüller tutmamıştı artık kariyeri büyük, maliyeti yüksek, saçı sakalına ak düşmüş bir marka isme yönelmek lazımdı.. Jesus ile pazarlık yapıldı, durum anlatıldı, bilgiler karşılıklı verildi. Bir de fotoğraf olunca, "Tamam F.Bahçe hocasını buldu" dendi.. Bu fotoğraflar önemlidir! Zamanında Abdurrahim Albayrak, Fransa'da çektirdiği bir kareyi paylaşınca olay olmuş, G.Saray yönetimi dönüşü olmayan bir yola girmişti ve Falcao transfer edilmişti. Bu işe de en çok Kolombiyalı oyuncu sevinmişti. Neden? Eli güçlenmişti ve G.Saray'la tarihinin en ağır sözleşmesini yapmıştı. Eğer o tarihte rahmetli Mustafa Cengiz ile Albayrak, Falcao'yu getirmeseydi G.Saray'da kıyamet kopacaktı. Şimdi benzeri yaşanıyor. Ali Koç'un Jesus ile verdiği poz konuşuluyor. F.Bahçe bile bu fotoğraf üzerinden açıklama yapma gereği duyup konuyu yeni Spor Yasası'na kadar getirdi. Ama artık bu işin dönüşü yok. Taraftar Jesus'u bekliyor. Net olan bu!
PAHALI BİR TAKIM ELBİSE LAZIMDI
SONUÇ: İsmail Kartal, Fenerbahçe'nin başında gelecek sezon da kalmayı hak etse de başkan seçimi farklıydı... Enkaz halde aldığı takımı iftihar edilecek bir hale getirmişti.. Yeni sezonu da anasının ak sütü gibi hak etmişti. Ama Koç'un elindeki modellerde bitmişti.. Yani tek kurşunu kalmıştı! Marka tercihi ağır basmıştı.. Pahalı bir takım elbise lazımdı.. Nasıl duracağı belli olmasa da.. Yardımcılarıyla 3 yıllık maliyetini 3 gün önce haber yaptık Jesus'un; 475 milyon TL… Hadi üç aşağı beş yukarı 400'e insin. Futbolun ekonomisinin can çekiştiği bir dönemde büyük rakamlar! Ama başkan Koç artık o fotoğraftan sonra geri dönüşü olmayan bir yola girdi.. Ya daha iyisi gelir ya da Jesus.. İsmail Kartal ise alkışlarla gider..