Tokyo Olimpiyatları boyunca sporcularımızı hiç yalnız bırakmadınız. Öncelikle kısa bir analiz yapar mısınız? Türkiye başarılı oldu mu?
İşin bir sayısal bir de insani boyutu var. Bence her ikisinde de çok başarılı olduk ülke olarak. Sayısal açıdan, tarihimizin en fazla madalya aldığımız olimpiyatlarını geride bıraktık. Okçuluk, cimnastik, karate, kadınlarda boks ve güreş gibi branşlarda ilk madalyalarımızı aldık. Atletizmde finallerimiz, dördüncülüklerimiz var. Yüzme branşında sporcularımız ilk kez A barajını geçerek gitti olimpiyatlara. Birçok branşta çeyrek finaller, yarı finaller gördük. Türk sporunun geleceği açısından, bu başarılar çok önemli. Bir de insani boyutu var ki; bizi mutlu eden o. Olimpiyatlara giderken "Biz Biriz" demiştik, tam anlamıyla bir olduk. Madalyalar sonrası Olimpiyat Köyü'nde yapılan karşılamalar bir ritüele dönüştü. Bu takım ruhu da bizi ileriye yönelik çok daha fazla umutlandırıyor.
3 yıl sonra Paris var. Fransa için plan ve programımız hazır mı?
Biz tüm planlamalarımızı kısa-orta ve uzun dönem olarak yapıyoruz. Tokyo'daki başarılarımızı kutlayıp, hiç zaman kaybetmeden önümüzdeki olimpiyatlar için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Spor, kahramanlar üzerinden yürüyen, gelişen bir aktivite. Bizim de çocuklarımıza örnek olacak her branşta kahramanlarımız var. Onların sinerjisiyle olimpik branşları ülkemizde yaygınlaştırmak istiyoruz. İlla ileride profesyonel sporcu olmasına gerek yok; sporu tüm vatandaşlarımızın hayatının bir parçası yapmak için çabalıyoruz.
SPORCULARIMIZIN TÜM MAÇLARI BENIM IÇIN UNUTULMAZDI
Tokyo'da kaldığınız süreç içinde en unutulmaz 2-3 anınızı bizimle paylaşır mısınız?
Olimpiyatlar öncesi sporcularımızın kamplarına sürpriz ziyaretler yapıp antrenmanlarını takip etmiştim. Mete'yle konuşmuş, bu günlerin hayalini kurmuştuk. Mete'nin büyük bir soğukkanlılıkla ve sembol haline gelen güler yüzüyle altın madalya kazanması özel bir andı benim için. Yine Busenaz Sürmeneli ve Buse Naz Çakıroğlu'nun final maçlarında çok heyecanlandım. Ferhat'ın paralel bar finali de unutulmaz anılar arasındaydı. Tekvando, karate, güreş branşlarında özellikle madalya maçlarında ayrı bir heyecan oluştu. Filenin Sultanları'nın Çin'i yendiği açılış maçını unutmak da mümkün değil. Ama önemli olan katılmak, rekabet etmekti. Bu yüzden üzerinde Ay-Yıldızlı forma olan sporcularımızın tüm maçlarını unutulmaz olarak adlandırabilirim.
TESİS YAPMAK YETMİYOR
Türkiye'nin en ücra köşesinde bile tesisler var. Yeni projeler var mı?
Daha önce de söylediğim gibi tesis bir sporun gelişimindeki en önemli etkenlerden biri. Ama sadece tesis yaparak başarılı olamıyorsunuz; o tesisin kullanımını da sağlamanız gerekiyor. Biz bu açıdan bakıp tesis projeleriyle eş zamanlı olarak her yaş grubu için ayrı ayrı projeler üretiyoruz. Sporu vatandaşımızın hayatının önemli bir parçası yapmak için çabalıyoruz. Tabii ki tesis yapımlarımız devam edecek. Yüzme bilmeyen kalmasın diyoruz mesela, 10 bin pota projemiz var. Her branş için çeşitli planlarımız mevcut. Ülkemizi il il, ilçe ilçe analiz ediyoruz. Sporun tabana yayılması için çabalıyoruz.
TOKYO'DA EMEKLERİMİZİN KARŞILIĞINI ALDIK
Sporculara ve hocalara nasıl yatırımlar yaptık. Bu başarıların perde arkasında nasıl bir emek var?
Sporda başarıyı getiren en önemli iki faktör tesis ve sistem. Şu anda ülkemizin dört bir yanında, dünyanın en modern spor tesislerine sahibiz. Sadece bizim sporcularımız değil, dünyanın birçok ülkesinden üst düzey sporcular da kamplarını yapmak için ülkemizi tercih ediyor. Tesis tek başına yeterli değil, bir sisteminizin de olması gerekiyor. Ciddi bir yetenek tarama sistemimiz var. Mili Sporcu Bursu çok önemsediğimiz bir konu. Bugüne kadar birçok yeteneğimizi "Spor mu eğitim mi?" ikileminde bırakarak kaybediyorduk. Artık sporcularımıza her ikisini de yapma imkânı sunuyoruz. Yine Bakanlığımızın vizyonuyla eş güdümlü olarak federasyonlarımızın da her branşta çok özverili çalışmaları mevcut. Tokyo emeklerimizin karşılığını aldığımız bir olimpiyat oldu. Türkiye, olimpiyatlarda çok farklı branşlarda başarı getiren, olimpizm ruhunun tam karşılığı olan bir ülke olmaya devam edecektir.
CUMHURBAŞKANIMIZ HEP YANIMIZDA
Olimpiyatlar sürerken Sayın Cumhurbaşkanımız ATV ortak yayınında "Mehmet Bey Tokyo'dan dönsün bir değerlendirme yapacağız" dedi. Siz kendisi için nasıl bir rapor hazırladınız?
Sayın Cumhurbaşkanımızın spora ve sporcuya olan ilgisi herkesin mâlumu… Kendileri, hepimizin bildiği gibi gençlik yıllarından itibaren sporla iç içe bir hayat sürmüştür. İBB Başkanlığı döneminden beri spora ve sporculara destekleriyle, hepimize ilham olmuş, rehberlik etmiştir. Sporcularımızın müsabakalarını yakından takip etmeleri ve her koşulda yanında olmaları, elbette sporcularımız için de büyük bir motivasyon kaynağı. Sporumuzun ve sporcumuzun daha çok gelişmesi için destekleriyle daima yanımızdalar.
TÜRK MİLLETİ ADINA TÜM SPORCULARIMIZA TEŞEKKÜR EDİYORUM
Madalya alan sporcularımızla ilgili sık sık konuşuyoruz. Ama aslında toplamda 108 sporcumuz olimpiyatlarda ülkemizi temsil etti. Neler söylemek istersiniz?
Biz bazen sonuca o kadar çok odaklanıyoruz ki, sporun o katılımcı ruhunu es geçebiliyoruz. Ben sporcularımızı Tokyo'ya uğurlarken "Sağ salim gidin gelin, güzel anılar biriktirin ve ülkemizi layığıyla temsil edin" demiştim. Olimpiyatlara katılan her sporcu zaten kendi aralarında başarılarını kanıtlamış ve bu oyunlarda seçilmiş kişi olarak performans gösteren sporculardır. 108 sporcumuz da "Elit sporcu" mertebesindeydi. Ülkelerin dönemsel olarak başarılı oldukları, zaman zaman düşüş yaşadıkları branşlar vardır. Biz başarı ve başarısızlığı isimler üzerinden değerlendirmiyoruz. Bu olimpiyatlarda birçok ilki yaşadığımız gibi gelişmemiz gereken alanlara ilişkin tespitlerimizi de yaptık. Sporcularımızı bütün süreç boyunca yakından takip ettim. Hepsi, çalışmaları ve disiplinleriyle olimpiyatlara katılma şansı bularak bizi gururlandırdı. Bu vesileyle şahsım ve Türk milleti adına tüm sporcularımıza teşekkür ediyorum.