MURAT ÖZBOSTAN sordu, GÜRCAN BİLGİÇ gündemi değerlendirdi
Genel olarak bakarsak Fenerbahçe'yi hazırlık maçlarında nasıl buldunuz? Artıları, eksileri nedir?
1- Geçen sezonlara göre oyun anlamında daha iyi değiller. Bunu sistemin değişikliğine de bağlayabiliriz. Aslında durduk yere, kendi kendilerine sorun yarattılar; bunu "gelişme" olarak açıklamaya çalışıyorlar, farkında da değiller. Oyuncu grubu sahada çok istekli oynuyor. Hepsi elinden geleni yapmaya çalışıyor. Pereira da Mesut Özil üstüne oyun kurmuyor... Takım kendi oyununu oynarken, Mesut'un bunun bir parçası olmasını istiyor. Dinamo maçı önemli bir test oldu. Takımın skor problemleri hâlâ devam ediyor. Pozisyona giriyorlar ama bir gol çıkarttılar. Buna karşın pozisyon verme sıkıntısı da devam ediyor. Yani defansif-ofansif sorunların sahibiyken, oyuna hükmetme, rakibi baskı altında tutma, önde şok pres özellikleri devam ediyor. Bu noktada kalmaları da önemliydi. Halbuki, oturması için zaman ve transfer gereken üçlü macerası yerine, takımın en iyi bildiği dörtlü düzeni geliştirip, belki de sadece tek santrfor transferi ile yollarına son sürat devam edebilirlerdi. Bunun yanlış olduğunu fark edecekler ama umarım geç kalmazlar.
SKORU OĞULCAN'A BAĞLAMAK YANLIŞ
2- G.Saray, Oğulcan Çağlayan için Tahkim'i istifaya çağırdı. Oğulcan olayı için görüşünüz nedir?
Hani o çok şikâyet edilen, küçük harflerle yazılmış maddeler vardır ya; Rizespor böyle bir manevra ile "Opsiyon tek taraflı değerlendirilmez" diye yazmış Oğulcan'ın sözleşmesine. Hukuk delile göre karar verdiğine göre, kararın Rizespor lehine çıkması kaçınılmazdı. Avrupa maçında lisans verilse bu kez 1 milyon 250 bin Euro alması gereken Rizespor mağdur olacaktı. Aslında Oğulcan'ın son maçlara çıkmadan, Galatasaray ile anlaşma yapması sırasında, iki kulüp masada buluşup daha uygun şartlarda da anlaşabilirlerdi. Tahir Kıran, Rizespor'un başına geçtikten sonra, bu uzlaşmacı tavır ile iki tarafı da memnun edecek ortamı hazırladı. Bravo… Durum tam tersi olsa, tazminat kararı Galatasaray lehine gelişseydi, bu kez itiraz sahibi onlar olacaktı. Tazminatı ödemesi gereken Oğulcan'dı. Galatasaray serbest kalan oyuncu ile sözleşme imzalarken bu riskleri de kabul edip transferi gerçekleştirdi. Fatih Terim veya yöneticiler PSV maçlarındaki skoru Oğulcan'ın oynamamasına bağlıyorlarsa, benim için inandırıcı değil.
ELBETTE MHK'YE GÜVENMİYORUM
3- Nihat Özdemir MHK'ye ve başkanına sahip çıktı. Siz sezon öncesi MHK'ye güveniyor musunuz?
Elbette güvenmiyorum. Önlerindeki ekrandan gördüklerini bile takıma ve o günkü algıya göre yorumlayan hakemleri var. Onları değiştirmediklerine göre, problemler de devam edecek. Hakemler karar verirken, "Şunu şampiyon yapalım, ötekini yapmayalım" demezler. Düdükler veya telsiz sesi "güçlü" kimse, onun için ses verir. Bu sezon en çok kimin sesi çıkar, algıyı yönetir, bu baskıyı oluşturursa, hakem kararlarını da arkasına alacaktır. Bakın geçen sene ligi tepede bitiren iki teknik adam, maçlardan önce veya sonra ne konuşmuşlar? Oyundan mı bahsetmişler, hakemlerden veya VAR'dan mı ?
PEREİRA TAKIMINI KURUYOR
4- Caner Erkin kararı için yorumunuz nedir? Pereira kadro dışı kararını performansına göre mi verdi, yoksa geçmişte yaşanan durumla ilgili mi?
Sadece Caner Erkin değil, Sinan Gümüş kararı da sistemin sol kanadında oynayacak iki oyuncunun tasfiyesi. Bir bakıma Pereira'nın istediği sol kanat oyuncusuna yer açtılar. İki oyuncunun da hazırlık dönemindeki yüz ifadeleri "mutlu" değildi. Yedek kalmak bu tecrübedeki oyuncular için can sıkıcıdır. Eğer oynatmayacaksa, başka takıma gitmesi takım için de en doğru karar olur. Çünkü şikâyetler başlayınca ortamın da huzuru kaçar. Buradan hareket edersek kulübedeki diğer dört isim; Ozan, İrfan Can, Mert Hakan ve Sosa da doğru yönetilmesi gereken krizin içindeler. Geçen sezonun en önemli oyuncuları, bu durumu saygı ile kabul etmekte zorlanabilir. Her şey bir yana Emre Belözoğlu döneminin de prensleriydi bu ekip. Pereira kendi takımını kuruyor anlaşılan.