İki teknik adam, iki takım... Pereira'nın Fenerbahçe'si ve Şenol Güneş'in Beşiktaş'ı.. Biz şu sözleri duyduk Portekizli teknik adamdan sık sık: "Saldıran, sürekli golü arayan bir Fenerbahçe olacak. Geriye değil ileri gideceğiz. Hücum, hücum, hücum.." Şu ana kadar Pereira'nın anlattığı takımla izlediğimiz takım birbirine zıt.. Biz eleştirince de kızdı, küstü, sitem etti.. Basın toplantılarında.. "Ben futboldan anlamıyorum" deyip, tavrını ortaya koydu.. Oysa o söylemişti nasıl bir Fenerbahçe yaratacağını.. Biz sadece dinledik ve izledik.. Pereira'nın takımı attığı bir golün gölgesine sığınırken, Beşiktaş'a sözü getirelim. Antalya karşında bir, iki, üç attı, yetmedi beş gol attı. Her an, her dakika golü düşündü Beşiktaş.. Bize Pereira'nın anlatmak istediği takım Beşiktaş'tı aslında.. Beşiktaş beşinci viteste ne kadar gider bilmiyorum. Ama Fenerbahçe'nin üçüncü viteste gitmeyeceği aşikar..
Fenerbahçeliler aslında rüyalarının takımını hemen göremeyeceklerinin farkında ve hocaya zaman vermeye hazır ama o ışığı göremiyorlar. Yıllardır ligin açık ara en iyi hücum bekleri olan Caner ile Gökhan, Pereira döneminde çok daha az bindirme yapabiliyor. Orta sahada defansif iki oyuncu Mehmet ve Josef her zaman sabit. "1-0'dan sonra geriye değil, ileriye gideceğiz" diyen hoca, derbinin iyisi Diego'yu çıkarıp Meireles'i aldı.
Ne olursa olsun bu ülkeye yeni gelen bir teknik adamın zamana ihtiyacı olduğunu da düşünüyorum.. Her maça bıçak sırtında çıkıyor sanki, o havalı konuşmaları yaptığı günlerde ligimizi, basınımızı tanımıyordu.. Belki artık o kadar iddialı konuşmuyor ama bir şeyin altını çiziyor. "Fenerbahçe şampiyon olacak." Fenerbahçe şampiyon olacak mı olmayacak mı bunu ilerleyen aylarda göreceğiz.. Ama Pereira, biraz oyuncu psikolojisini dikkate alıp saha içinde oyuncularını azarlamaktan da vazgeçmeli.. Zira Olcan Adın'ın attığı o kafada el ile 'boyu bu kadar' hareketini yaptığı Josef kadar sorumluluğu var!..