Bir gün önce Aziz Yıldırım, "Galatasaray'ın ayakları titreyecek. Biz yine yeneceğiz. Biz dost değiliz" diyordu. Evet ilk yarıda Galatasaray'ın ayakları titredi, ikinci devrede ise Fenerbahçe'nin... Yani iki farklı devre, iki farklı takım vardı sahada... Kısacası çok adaletli bir sonuç oldu. Fenerbahçe ve Galatasaray'ın bu sonuca üzüldüğünü, hatta üzüleceğini düşünmüyorum. Pereira da Hamza Hamzaoğlu da hakem Fırat Aydınus'un düdüğüyle rahat bir nefes almışlardır. Maça gelirsek.. Fenerbahçe çok istekli ve arzulu bir şekilde oyuna başladı. Koca 45 dakikada tamamen teslim olmuş bir Galatasaray vardı. Hiçbir reaksiyon gösteremedi. Fenerbahçe ilk yarıdaki üstün futbolunu bir değil birkaç golle süsleyebilse, ikinci devre Galatasaray skoru çeviremezdi. Tartışmalı bir gol atan Fenerbahçe, soyunma odasına 1-0 önde giderken devre arasında soyunma odasında Portekizli teknik adam ne dedi merak ediyorum!. Bir gerçek var ama.. Fenerbahçe geriye çekildi, skoru koruma telaşına girdi. İşte aklıma o an yine Düzce Topuk Tesisleri'nde Pereira'nın sarf ettiği sözler geldi:
"Kadıköy'de 1-0'lık skorun üstüne yatmak yok. Saldırmaya devam, goller bulmaya devam." Tabii o günlerde Portekizli hoca bu sözleri basit bir şekilde söylüyordu ama baktı ki kazın ayağı hiç öyle değil.. Galatasaray'da Yasin, Sneijder gibi isimlerin ikinci devre biraz daha oyuna ağırlıklarını koymalarıyla birlikte 65'ten sonra Galatasaray iyice üstünlüğü ele geçirdi. Ben bu yarıda Fenerbahçe'nin birkaç cılız atağı dışında hiçbir reaksiyonunu görmedim. Diego'nun da çıkmasıyla iyice kitlenen Fenerbahçe'de banko 11'e yazılan Van Persie ne yaptı diye bir soru sorarsak; "Sıfır" şutla maçı tamamlamış.. Belli ki Pereira baskı altında ve istemese de Hollandalı futbolcuyu 11'e yazıyor. Bakalım bu daha ne kadar devam edecek! Zararı Fenerbahçe'nin gördüğü ise bir gerçek..
İki takım da sahadan mutlu ayrıldı. Bir gerçek daha var ki iki takım ezeli rakip ama aynı zamanda ebedi dostlar. Maç sonu birbirine sarılan oyuncular, Aziz Yıldırım'a da mesaj gönderdi.