Bir gün önce basın toplantısında teknik direktör Vahid Halilhodzic, yönetimin büyük fedakarlıklarıyla da kendi kurduğu takımı adına büyük mucizelerden bahsediyordu. Geldiği günden beri futbolcularının sinirleriyle oynamayı seven tecrübeli çalıştırıcı, öğrencilerini kamçılamak ve ateşlemek için mi yoksa karşısındaki takımı bir dünya devi olarak gördüğü için mi bu cümleleri kullandı bilemeyiz... Ancak Rostov'a şöyle bir göz attığımızda 16 takımlı Rusya liginde 15. sırada... 4 maçta 13 gol yemiş, 6 gol atmış ve ancak bir puan toplayabilmiş bir sıradan takım...
Dün sahada yepyeni, umut veren bir Trabzonspor gördük... Yeni takımın yeni defansı, yeni orta sahası ve yeni hücum gücü özellikle ilk yarıda çok başarılı değildi. Çok pas hataları yapıldı. Cardozo istediği pozisyonları bulamadı... Paraguaylı oyuncuyu genelde uzun toplarla buluşturmak istediler. Ataklar organize olmayınca Cardozo da istediği topları alamadı.. Resmi bir maçta ilk defa bir arada oynayan oyuncular grubu için de bu gayet normal... İlk yarıda biraz da ofsayt kokan golün ardından Trabzonspor, ikinci yarıya daha bir özgüvenle çıktı... Takım birlikteliği daha iyi sergilendi ve pas hataları azaldı. Rakibin hatasını affetmeyen Cardozo da klasını konuşturup şık bir aşırtma golüyle tur kapısını ardına kadar açtı...
Maçı izlerken gözüm sık sık kulübeye takıldı. Kenarda ikinci gole kadar hiç memnun olmayan, bağırıp çağıran bir teknik adam vardı... Özellikle Avrupa arenasında sahadaki 11 adamın desteğe her şeyden çok ihtiyacı var... Bordo-mavililer, her türlü dış (Aşırı sıcak ve nem) ve iç (Hocanın negatif konuşmaları ve sistem karmaşası) olumsuz şartlara rağmen güzel bir galibiyete imza attılar. Bu takım henüz emekleme döneminde...
Trabzon halkı sahada büyük emek sarfeden, savaşan takımlarına sahip çıkmalı. Ayrıca Oscar Cardozo gibi usta bir golcüyü de izlemenin keyfini çıkarmalılar...