Beşiktaş, Ronaldinho ile yatıyor, Ronaldinho ile kalkıyor.
Gelin bir yıl öncesine dönelim.
Feda sezonunu yaşayan Beşiktaş'ta başkan Fikret Orman'ın bir yıl önce Şubat ayında Milliyet Gazetesi'ne verdiği röportaja bir bakalım...
- "Drogba ve Sneijder'e nasıl bakıyorsunuz?
Yani, bir futbolsever olarak sizi heyecanlandırmadı mı? Sizin olanaklarınız olsaydı, almak ister miydiniz. Keşke biz alsaydık, diye iç geçirdiniz mi?"
"Hayır, heyecanlandırmadı... Böyle bir olanağımız olsaydı, asla almazdık ikisini de... Hiç aklımdan geçmedi, olsaydı da almazdım. Çünkü o oyuncular ile takımda oynayan oyuncular arasında müthiş bir uçurum doğdu. Bu kollektif oyunda, böylesi parasal uçurumların olması o takıma yarar değil, zarar verir düşüncesindeyim."
- Yani ikisi de takımdaki balansı alt-üst eder mi diyorsunuz?
"Evet, bozar... Bir takımda bir oyuncu 6 milyon Euro alırken, diğer oyuncu 500 bin Euro alıyorsa, olmaz... Birileri iyi elma, birileri kötü elma olursa, oradan takım ruhu çıkmayacağına inananlardanım..."
İnsan bu açıklamaları bir daha okuyunca, bugün ne değişti de Beşiktaş adı kim olursa olsun bir futbolcuya yıllık 6 milyon Euro'yu ödemeyi göze alıyor, insan düşünmeden edemiyor.
Beşiktaş, Galatasaray'ın Adnan Polat başkanlığı döneminde Haldun Üstünel vasıtasıyla yürüttüğü yıldız transfer politikasının bir benzerini yapmıştı. Guti, Quaresma ve Simao'lu sezonların ardından, geçen yılı borçlarını ödeyebilmek için feda sezonu ilan eden Beşiktaş ile Galatasaray arasındaki fark neydi peki..
Galatasaray, 52 bin kişilik yeni stadında ilk yıl 25 bin, ertesi sezon 40 bin kombine sattı. Localar milyonlar bastı. Stadın isim hakkından kasasını doldurdu.
Ve her şeyden önemlisi geçen sezon Drogba ve Sneijder'i aldığında sarıkırmızılı takım gruptan çıkmıştı.
Peki ya Beşiktaş... İnönü Stadını kaybetmiş, ligin ilk yarısında 4 maçını ceza nedeniyle kadın ve çocuklara oynamış.
Avrupa'da olmayan kupada Buca'ya elenmiş ve lider Fenerbahçe'nin 12 puan gerisinde bir takım...
Ronaldinho transferi için elde tutulur tek gerekçe, "Ne zaman açılacağı bugün bir soru işareti olan yeni stadının sponsorluk anlaşmasından gelecek para."
Fikret Orman, geçen sezon yapılan tasarrufu sonuna kadar savunuyordu.
Görünen o ki 500 milyon TL'nin üzerindeki borcun ufalarak ödenemeyeceğini o da kabul etti. İşte bunun adı Ünal Aysal modeli yönetim... Aysal, elektrik ve su tasarrufu ile Galatasaray'ın borcunun bitmeyeceğinin farkındaydı çilek transfer modeliyle kulübünü son 2 yılda futbolda da basketbolda da zirveye taşıdı, tribünler doldu taştı sponsonların ardı arkası kesilmedi.
Aslına bakarsanız Beşiktaş'ta değişen bir şey yok.
Adnan Polat dönemindeki Galatasaray'ın yönetim modelini benimseyen Beşiktaş bugün de Ronaldinho hamlesi ile Galatasaray'ın Sneijder ve Drogba şovunun peşinden gidiyor.