2013 bize bir kez daha teknik adamların önemini anlattı. Yıldız futbolcular, bir yere kadar... Aykut Kocaman'ın tek adamlı başarısı kadar camiayı toparlaması ve Fenerbahçe'nin Avrupa'da yarı final oynaması. Üç yıl önce Galatasaray, 16 mağlubiyet almıştı. İlk sezonunda (2011-2012) 11 oyuncunun 10'unu değiştirip 34 haftada ezeli rakibi Fenerbahçe'ye 9 puan fark atan Fatih Terim o meşhur Süper Final serisinden kazasız belasız çıktı. Geçen sezonu da 10 puan farkla şampiyon tamamlayan İmparator, yapanla yapamayanın farkını ortaya koymak için rotayı A Milli Takım'ın Dünya Kupası Elemeleri'ndeki son 4 maçına çevirdi. Umut zaten Kaf Dağı'nın arkasındaydı ve olmadı. Üzüntüyü en iyi Haziran ayında TV başına geçtiğimiz zaman anlayacağız.
YANAL BAYRAĞI BAŞARIYLA TAŞIDI
Ersun Yanal, Aykut Kocaman'dan teslim aldığı bayrağı büyük bir başarıyla taşıdı. Geçen sezon ligin ilk yarısında tek deplasman kazanabilen Fenerbahçe, bu sezon 6 deplasmanı arka arkaya galip tamamladı ve derbi kaybetmedi. 1461 Trabzon'la kupada Süper Lig'in abilerine kafa tutan Mustafa Reşit Akçay, hak ettiği koltuğa oturdu ve Trabzonspor'un Avrupa Ligi yürüyüşü namağlup sürüyor. Real Madrid'den evinde 6 yemiş Galatasaray'ı Juventus önünde Şampiyonlar Ligi'nden çıkartan Roberto Mancini ısınma turlarını kısa tuttu. Ve yeni yıla taraftarına yumruk şov yaparak girdi. Futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi sol beki Roberto Carlos için Sivas'da "bir ayda sıkılır" dediler. Brezilyalı efsane, elinden çay bardağını düşürmediği fotoğraf kareleri eşliğinde taş gibi bir takım yarattı. Şota tüm Türkiye'ye doğru transfer nasıl yapılır onun dersini verdi.
MADALYONUN ÖBÜR YÜZÜ DE VARDI
Elbette bir de madalyonun 2013'te öteki yüzü var. Büyük ümitlerle A Milli Takım'ın başına gelen Abdullah Avcı'nın kaybettiği her maçın ardından yaptığı "Gelişim gösteriyoruz" açıklaması Dünya Kupası'ndan bizi mahrum bırakan A Milli Takım'daki performansı, Fuat Çapa'nın G.Birliği'nden sonra gittiği Erciyes'te yaşadığı fiyasko.. Sezon başında Beşiktaş'la görüşen ve bu kaliteli kadroya rağmen Kayserispor'u ligin dibinde bırakan Prosenicki ve Galatasaray derbisini kaybettikten sonra dizginleri bir türlü ele geçiremeyen Beşiktaş camiasının içindeki fırtınalarla savrulan Bilic... Dört galibiyetin ardından "oldum" deyip yönetimine rest çeken ve takımının yoluna taş koyan Sergen Yalçın... Daha ligin üçüncü haftasında bu takıma 4-5 transfer lazım deyip kadrosundaki futbolcuların ağzının tadını kaçıran ve yokuş aşağı koşan Rize'de savrulan Rıza Çalımbay...
SEZON BİR MARATONSA...
Ne kulüp başkanları ne futbol şubesi sorumlusu yöneticiler ne de sportif direktörler size bir futbolcu kazandırıp kaybettirir. Ama sezon bir maratonsa o koşunun lideri Mourinho, Ferguson, Capello, Guardiola gibi teknik direktörlerdir.
BAŞ AKTÖR TEKNİK ADAMLAR
2014, futbolun fotoğrafını artık kulübenin patronlarının üzerinden anlatma zamanıdır. Bu oyun bir hikaye ise bu hikayenin baş aktörü teknik adamlardır.
Mutlu yıllar...
Bugün bir yıla daha nokta koyuyoruz. Çok hareketli bir 2013'ü geride bırakıyoruz.. 2014'ün herkese mutluluk, sağlık ve huzur getirmesini temenni ederim.
