Yaşadığımız zor günler ve içinde bulunduğumuz ruh hali ile yeniden hayata dönmek çok zor. Bu travmanın içinden nasıl çıkılır bilmiyorum. Şu an bir maçı yorumlamam gerekiyor, bu bir görev ve bu görevi yerine getirmek zorundayım. Kendi sahanızdaki birinci maç ve 1-0'lık sonuç... Aslında daha farklı bir sonuca ulaşma şansımız da vardı. Çünkü rakip Basel, çok genç oyunculardan kurulu ve İsviçre Ligi'nde 6. sırada. İki takımın kadro değerlerini düşündüğümüzde büyük farklar var. Abdullah Avcı'nın sahaya sürdüğü 11 ile oynatmak istediği sistem, savunmadan çıkarken oyun kurucu rolü Bartra da. Bartra sağ kenar olarak görev aldı. Larsen ise solda oynadı. Ama gördük ki yenilen birinci gol de ofsaytı bozan isim Bartra oldu. Önde baskı, rakipten kapılan toplar ama hücumda organizasyon bozukluğundan dolayı pozisyon üretmediler. Rakibin savunma arkasına attığı toplar ve yukarıda belirttiğim gibi ofsaytı Bartra'nın bozması Basel'i öne geçirdi. 2. yarıya farklı sistem ile çıkıldı. Bartra savunmanın ortasına, Peres sağa geçti. Siopis-Doğucan'ı dışarı alıp Umut Bozok ve Bardhi'yi oyuna aldıktan sonra ise orta alanda sorunlar geldi. Bunun sonucunda rakibin 2. golü geldi. Ofansif anlamda çok oyuncuyla sahada yer alsanız bile aranızda organizasyon sorunu varsa pozisyon üretmek son derece zor oluyor. Bu gerçeği bir kez daha gördük. Sonuç iki takım arasındaki oyuncu kalitesini düşündüğümüzde büyük bir hayal kırıklığı. Şampiyonlar Ligi'nde önce Kopenhag ardından Avrupa Ligi'nin dışına düşmek ve Konferans Ligi'nde Basel gibi bir takıma elenmek.