Her iki takımın da hedefleri farklı. Biri küme düşmeme diğeri ise Avrupa kupalarına katılabilme mücadelesi veriyor. İki takım da kazanmak zorundaydı. Bu ortamda maça gol ile başlayan takım Trabzonspor oldu. Yusuf Erdoğan'ın sağdan kestiği topta Henrique'nin mükemmel kafa vuruşu ile 1-0 önde geçtiler. Kabul etmek gerekir ki bu sezon ilk defa Trabzonspor'u her hattıyla mükemmel bir oyun sergilerken gördük. Sakat ve cezalılardan doğan eksiklikler sonucu mevkilerde yapılan değişiklikler dahi takımın oyununu etkilemedi.
Top rakipteyken geriye çabuk döndüler ve kazandıkları toplarla da hücumda çok etkili oldular. Takım savunması ve yardımlaşma, kazanma azmi ve sorumluluk bilinci üst düzeydeydi. Savunmada Bosingwa göbekte yer almasına rağmen bu hattın en iyisi olarak öne çıktı. Gerçek bir profesyonel ve her görevi başarıyla yapıyor. Orta sahada ise Bourceanu ve Zeki rakip atakları ilk karşılayan oyunculardı. Zeki, her ne kadar ikinci yarıda bir iki top kaybı yapsa da, Yusuf'un attığı ikinci golde asisti yapan ve Olcan ile kazanılan dördüncü golden önce ise yerinde müdahalesiyle hücumu başlatan oyuncu oldu.
Hücumda ise ilk kez bu kadar uyumlu ve organize bir oyun ortaya koydular. Yusuf Erdoğan sakatlıktan sonra ilk defa kendisinden beklenen performansı ortaya koydu. Attığı iki golün dışında Henrique'nin golünde de asisti yapan oyuncuydu. Henrique ise attığı golün dışında yaptığı iki asist ile görevini yapan oyuncuların başında geldi. Sonuçta alınan üç puan Avrupa kupaları için büyük bir avantajı beraberinde getirdi.
Fakat alınan üç puandan çok, oynanan oyun bundan sonra gelen haftalar ve hatta gelecek sezon için taraftara büyük ümitler verdi.