Üç haftada alınan iki mağlubiyet... Oyuncuların özgüvenini kazanması açısından mutlak 3 puan alınması gereken bir maç...
Bu koşullarda Trabzonspor'un maça agresif ve rakibi baskı altında tutan bir görüntü ile sahaya çıkacağını bekledik. Ama bunun tam tersi ortaya çıktı. Sanki ligin son maçı gibi coşkusuz temposuz bir başlangıç yaptılar ve bu görüntülerini ilk yarının sonuna kadar sürdürdüler. Saman alevi gibi bir iki hücum girişimi var Trabzonspor'un. Karabükspor kalecisi en rahat maçlarından birini oynadı.
İlk yarıda Karabük, Trabzonspor kalesini daha fazla rahatsız eden taraftı. Ama onlar da Onur'u geçemedi...
Trabzonspor savunmadan oyuna çıkarken sıkça yan pas yaptı. Zokora, Aykut, Adrian, Malouda ve Henrique geriye gelerek top almaya çalıştılar. Sorumluluk alması gereken Adrian ve Malouda ortada gözükmeyince hücumda etkisiz kaldılar.

AKÇAY'A SİTEMİM VAR
Malouda hala fiziksel anlamda yeterli değil. Rakibin dengesini bozan tek oyuncu Yusuf'tu. Fakat Yusuf için ayrı bir paragraf açmak gerekiyor. Bu konuda Mustafa Akçay'a bir sitemim olacak. Sezon başından beri şans verilmesi gerektiğini her zaman belirttim. Çünkü geçen sezon 1461'de ortaya koyduğu performansla Trabzonspor'un yıllardır aradığı kenar oyuncusu kimliğini sahaya yansıttı. Topla rakibin üstüne giden ve savunmanın dengesini bozma becerisi üst düzeyde olan bir oyun yapısına sahip. Sürpriz şutlarla, golle buluşabilen bu oyuncunun dünkü maçın ikinci yarısında ortaya koyduğu oyunla üç puanı takımına kazandıran isim oldu. Alınan üç puan Avrupa Ligi maçı için büyük bir moral oldu. Milli maçlar nedeniyle lige verilen 15 günlük arayı iyi değerlendiremediği gözüken Trabzonspor, oyun bazında hala istenilen düzeyde değil.
Akçay artık diğer gençlere de daha fazla şans vermelidir. Çünkü aynı oyuncularda ısrarcı olunduğu taktirde istikrarlı bir yapıya kavuşmak olanaklı değil.

MAÇIN ADAMI: YUSUF ERDOĞAN