2-0'lık ilk maçta alınan sonuç, rakibin gücü ve kalitesi belli. Böyle bir rakibe karşı dünkü netice son derece normal.
Maça Yusuf'un hatasından kaynaklanan sürpriz bir golle başladı.Yusuf'un ilk kez 11'de sahaya çıktığı bir maç. Maça da iyi başlangıç yaptı. Fakat zaman içerisinde gerekli topları bir türlü alamadı. Bana göre her zaman şans verilmesi gereken bir oyuncu. Israrcı olunması şart. Bu kadar rahat bir maçta 90 dakika kalması gerektiği düşüncesindeyim.
Maçın ilk yarısında Trabzonspor adına gerekli gol pozisyonları üretilemedi.
Adrian topla adam eksilten ve rakibi zorlayan tek oyuncuydu. Bütün atak girişimleri Malouda, Olcan, Adrian ve Henrique'nin de yaklaşmasıyla sol kenardan ve bu kenara yakın bölgelerden yapılmaya çalışıldı. Halbuki sağ kenarda çoğu kez boşa çıkan Yusuf değerlendirilse savunmanın dengesi daha fazla bozulacağı için ilk yarıda daha fazla gol pozisyonu üretilebilirdi.
İkinci yarıda Malouda'nın attığı mükemmel gol hazırlanış ve sonuç anlamında gerçekten üst düzeydeydi. 2-1'den sonra ise oyun tamamen bir idman havasına büründü. Oyun disiplininden uzak bir görüntü içerisinde bireysel becerilerin öne çıktığı bir maç.
SAVUNMA SINIFTA KALDI
Alınan bu sonuçtan sonra artık Avrupa gruplarına kalma başarısı gösteren Trabzonspor'u kutlamak gerekiyor. Fakat görünen o ki eksikler bir hayli fazla. Öncelikle takım savunması istenilen düzeyde değil. Orta sahada Zokora özellikle bu maçın ilk yarısında çok büyük hatalar yaptı. Fiziksel anlamda da yeterli değil.
Aykut geçen sezondan farklı. Gün geçtikçe daha olumlu bir görüntü içerisinde.
Bu da takımı adına sevindirici bir gelişme.
Olcan kesinlikle sol bek değil. Önde hala yardımlaşmalı atak girişimleri yok. Savunmada ise özellikle göbekte yer alan Giray, Mustafa Yumlu ve de Aykut Demir gibi oyuncuların tek hamleli olmaları yanında topu oyuna olumlu kullanma becerileri de kısıtlı. Bu da oyuna çıkarken bir dezavantaj oluşturuyor.