Beşiktaş tempolu oynuyor mu? Hayır... Rakibe pres yapıp önde oynuyor mu ve hataya zorluyor mu? Hayır. Kanat beklerini sık sık atağa kaldırıp ileride sayısal üstünlük ve pozisyon zenginliği yaşıyor mu? Hayır. Top kontrolünü eline alıp rakip sahaya oyunu yıkabiliyor mu? Hayır. 'Beşiktaş neyi iyi yapıyor?' ya da 'Neyi iyi yapmaya başladı?' derseniz "Oyun aklını ve kolektif takım bilincinden örnekleri zaman zaman izlemeye başladık" diyebiliriz. 90+5'de BJK öz kaynak ürünü Emirhan'ın Beşiktaş kalesine attığı beraberlik golü yüzünden bu olumlu gelişmeyi göz ardı edip haksızlık edemem. O golde Emirhan'ın kısa boyuna rağmen altı pasın içinde nasıl kornerden gelen ortaya kafa vurmasının sorgulanması gerekir. Özetle bir takım sahada kaplumbağa hızlıyla gelişim gösterirken 90+5'te skandal bir savunma hattıyla bütün emekleri heba edebiliyor. Beşiktaş'ta 11'deki oyuncular değişse de formları bireysel olarak düzelse de sistem takımı frenliyor. Santos taşları yavaş yavaş oturtmaya çalışıyorum derken puanları ise heba etmeye başladı. Beşiktaş taraftarının, camiasının temposuz, vasat oyununa tahammülü var mı? Sanmıyorum. Rakip takımlar da sıkılmaya ve gol için cesaretlenmeye başladı. Başakşehir de golü bulana kadar bu cesaretle sahada yer aldı. Santos'a olan güvensizlik her geçen gün artıyor. Puan kaybından daha önemlisi, tercih ettiği tedbirli sistem ve oynattığı oyun Beşiktaş gerçekleriyle örtüşmüyor. Beşiktaş koca 45-50 dakikayı 1. ve 2. bölgede oynamaz, oynayamaz. Bir nevi kan uyuşmazlığı yaşanıyor. Gözler yönetimde. Ya sitem değişikliği yapacak ya da kan değişikliği…