Beşiktaş taraftarı, Necmi Kadıoğlu Stadı'nda takımını kendi evinde gibi hissettirdi. Tezahüratların yarısı Galatasaray derbisine yönelik olsa da maç boyunca hiç susmayarak futbolculara rakip tezahürat sesi dinlettirmedi. Sahadaki sonuç ve alınan 2-0'lık galibiyet, mutlu eden bir sonuç olsa da oyun ve ev sahibinin gol girişimleri derbi öncesi Beşiktaş'ı endişelendirmesi gereken uyarılarla doluydu. Tüm bu uyarılara rağmen Gedson'un sarı kart görerek derbide cezalı duruma düşmesinden bahsetmiyorum. Beşiktaş'ta hatlar arasında ciddi kopukluk var. En küçük baskı ve kanatlardan yapılan bindirmeler çok çabuk pozisyona dönüşüyor. Mamadou, 22'de bulduğu net pozisyonunu gole çevirse takım ağır bir stres altına girebilirdi. Taraftarın golden sonra haykırdığı gibi Beşiktaş'ın çocuğu Semih'in golü gelmese, kilit açılamayabilirdi. İlk yarı aslında Beşiktaş'ın genel sorunu şu: 'Beşiktaş ikinci bölgeden üçüncü alana topu taşımakta ve tutmakta zorlanıyor.' Örneğin; Muçi ayağına gelen topların 3-4 tanesini rakibe kaptırarak ezdi. Bu kadar topu ezince, Gedson da iki ger i bir yan oynamayı tercih edince, kanatlar da oyuna girmeyince Beşiktaş oyuna hükmetmekte zorlandı. Baskı kuramıyor, strateji geliştiremiyor. Muçi'nin uzaktan attığı gol muhteşem ama oyunu ileri taşıma, topu tutma konusundaki sıkıntıları gölgelememeli. Galibiyet Beşiktaş adına çok kıymetli. Ancak sorun ve soru şu; 'Lig sonuncusuna bu kadar pozisyon verirsen, lig liderine karşı ne yaparsın?'