Ay-Yıldız'ı taşıyan veyahut temsil eden bir forma mevzu bahisse mahalle maçı dahi olsa kazanılmasını isterim! UEFA Uluslar Ligi'ni birçok teknik adam ve futbolcu gibi "gereksiz ve önemsiz" gören bir bakış açısında değilim.
Düştüğümüz C Ligi'nin takımı değiliz. 3 maçta aldığımız 9 puana bu açıdan da bakmak lazım. 6 puanla karşımıza çıkan ve Stefan Kuntz'un da dikkat çektiği gibi Lüksemburg daha dirençli, taktiksel açıdan da daha iyi bir takım olmuş. Özellikle Dorukhan'ın orta sahadaki etkili oyunu ve kademeyi iyi yapan defansımızın "3 maç 0 gol" sağlam duruşu ön plana çıktı. İlk yarıda Halil'le iki pozisyona girsek de ilk iki maçtaki ürettiğimiz gol pozisyonu ve sayısı istatistiklerine ulaşamadık!
Rakipler güçlendikçe sağ-sol bekler ile kanat oyuncularımızın oyuna yapması gereken üretkenlik çok azaldı. Daha güçlü takımlara karşı mevcut durum sıkıntı oluşturabilir. Serdar'ın arkasındaki Halil'in ileride, önde oynayan Halil'den daha iyi performans sergilediğinin de altını çizelim.
Kaptan Hakan'ın ilk milli golünü attığı Lüksemburg'a maçın ilk golünü atması gecenin romantizmi ama Serdar Dursun'un attığı gol Kuntz'a taktik açıdan bence önemli bir veri sundu. Serdar'la ya da başka bir pivot santrforla başlamak daha verimli gözüküyor.
UEFA Uluslar Ligi maçları bize Avrupa Şampiyonası için +3 bilet avantajı-fırsatı veriyor. Ama daha önemlisi bu maçlar yapılanan yeni Türkiye projesi için resmî ve milli hazırlık maçları oluyor. Oyna, kazan ve devam Türkiyem...