Kim kazansa diğeri üzülecek, belki de geleceğine bir çizik atılacaktı. Ne üzdüler ne de üzüldüler! Oyunu da skoru da arafta bıraktılar. Valerien İsmael "Ben elimden geleni yaptım. Ofsayttan bu kadar basit, bu kadar amatörce gol yiyeceğimizi ve de Batshuayi'nin penaltı da kaçıracağını hesaba katmadım!" dese haklı çıkabilir. Ghezzal ilk penaltıyı da bırakmamalıydı. Ancak sahaya sürdüğü 11'de zafiyetler ve riskler vardı. 2 stoper olmasa da üçlü savunmanın solunda Umut'la başlaması, ileride Larin-Batshuayi ikilisi arkasında Ghezzal'ı oynatarak derbide yaptığı deneme riskliydi. Verim de alamadı. Batshuayi bu yapıda yokları oynarken ayakta kalan taraf Larin'di. Valerien hoca, aldığı risklerde tek Kenan'dan verim elde etti. Orta üçlünün sağında iki yönlü çok verimliydi. İki kez Rossi'yi keserek etkisizleştirdi, hem de ataklara katılarak Beşiktaş'taki en iyi maçlarından birini oynadı. Emirhan da ilk yarıda ince pasları ile iyi izler bıraksa da Atiba ile başlamasını tercih ederdi! Ayrıca Ghezzal'ı çıkarması, hocanın galibiyetten vazgeçmesiydi. Süper Lig'de skora en çok etki eden orta sahaya sahip olan Fenerbahçe'de Crespo'nun yokluğu hissedildi. Gustavo fiziksel olarak ayakta kalsa da Crespo'nun yerini dolduramadı. Zajc-Crespo- Mert Hakan üçlüsünün uyumlu ve güçlü efektini oluşturamadı. F.Bahçe'de İrfan, günün vasat isimlerindendi. Ne oyunda ne de her topun başına geçtiği frikiklerde bir fark oluşturamadı. İsmail Kartal değiştirmekte biraz geç bile kaldı.