Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın maçtan yayıncı kuruluşa şu cümlelerle adeta istifa şartını ve yolunu açıkladı: "Beşiktaş camiasının en büyük unsuru taraftardır. Taraftarın destek vermediği, onaylamadığı yerde durma şansımız yok." Önce Ajax maçı dün de kritik Giresun maçında %70'i boş bırakılan tribünler mesajını net olarak verdi. 3-0'dan sonra yükselen protesto, ıslık ve alkışlarla geceye karanlık çöktüğünün de altını çizelim. Ancak Beşiktaş aleyhine çalınan VAR üzerinden zorlama, bana göre kurallara ve örneklere göre içime sinmeyen çok ağır bir penaltı kararıyla başlayan süreç hem saha içini hem de tribünleri gerdi. Hakem yönetimi de bu gerginliğe benzin döktü. Her zaman doğruyu söyleme gayretinde olduk. VAR'da Zorbay Küçük'ün penaltıya çağırması ne kadar zorlama olsa da Necip'e verdirttiği kırmızı anlaşılır bir karardı. Ancak Necip'in kırmızısından önce Josef'e yapılan net bir faul es geçildi. Acı gerçek ve tablo şu.
Yönetim, teknik kadro, futbolcular payını almalı, aslan payı da Sergen Yalçın'a kalmalı. Geçen sene iki kupa kazanan, güçlendirilmiş kadrosuna rağmen bu yıl Şampiyonlar Ligi ve Süper Lig performansıyla sükutu hayale uğratan Sergen hoca çözümün bir parçası olamıyorsa, sorunun bir parçası olmamalı. Maç sonu kale arkasında bin kişilik bir taraftar "Gitmiyoruz" diyerek Sergen Yalçın'ı çağırdı ve "Sergen gelecek hesap verecek" diye uzun süre bekledi. Beşiktaş yönetimi iki kupa kazandırmış Sergen Yalçın'a "git" demedi, demez! Beşiktaş'ın evladı olarak yakışanı yapmasını bekler. Kerdisi iyi Beşiktaşlıdır. Zirveden çıkacak karar yol haritasını belirleyecek.