Top, oynamayı daha çok isteyen ve bu yönde gayret gösteren takımları sever. Beşiktaş, G.Saray derbisini galibiyeti önceleyerek kadro dizen ve bunun için mücadele eden Sergen Yalçın'ın tercihleriyle kazandı. Baştan sona iyi oynayan, pozisyonlar bulan ve hak ederek kazanan taraf oldu. Sergen Yalçın ilk 11'de Mensah yerine Oğuzhan'ı başlatarak "Ofansif oyun tercihini ve galibiyet hedefini" ortaya koydu. Fatih Terim ise Taylan'ın yanını Etebo ile güçlendirerek Emre Kılınç'ı kulübeye koyup "Önce durdur, sonra golü bul" görüntüsüyle çıktı. Galatasaray adına en önemli hamle, maça yetiştirilen Luyindama'nın üst düzey oyunuydu. Etebo ve Taylan'ı aşmakta zorlanmayan Beşiktaş hücum hattı, Luyindama duvarına çarptı. İlk yarı hem havadan hem yerden Aboubakar, Larin hamlelerinde 5-6 pozisyonda Luyindama Beşiktaş'a geçit vermedi. Luyindama maç boyunca sadece iki hata yaptı, onlar da Galatasaray'ın kalesinde gol oldu.
Bu mağlubiyet, benim terazimde Luyindama'ya yazmaz. Montero'ya uçan tekmeye kalkan ve takımını 35 dakika 10 kişi bırakan Diagne'ye yazar. Cüneyt Çakır hocanın kırmızı kartı doğru karar. Özellikle ilk yarıda 2-3 tane sarı kartlık pozisyonlara ya çok toleranslı davrandı ya da görmedi
Beşiktaş adına ilk yarı Larin, karşı karşıya kaldığı pozisyonu atsa maç erkenden kopabilirdi. Ancak G.Saray'ı son dönemde hiç bu kadar oyunu rakibe endekslemiş görmedim. Diagne'nin kırmızısı hamle planlarını suya düşürdü. Arda'nın çıkıp Babel'in oyuna girmesi ya da Souza'nın golünden sonra Etebo'nun yerine Emre Kılınç'ı, Oğulcan'ın yerine Emre Akbaba'yı alarak hamle yapması sonucu değiştirmedi. Kazanılan 3 puan, bu cesareti ve oyunuyla Sergen Yalçın'a yazar.