Beşiktaş, Rizespor maçına çıkarken on beş maçın sonunda yüzde 60 gibi yüksek bir "topa sahip olma istatistiğine" imza atmıştı. Dün Vodafone Park'ta maçı tamamladığında yüzde 41'lik topa sahip olma oranıyla oynadı. Ancak oyunun hakimiydi, atakların sahibiydi, bulduğu 6 gol kadar Aboubakar ile kaçırdığı pozisyonlar oldu.
Bazen istatistikler oyunu tam ifade etmeye yetmiyor. Büyük takımların her maç farklı stratejileri olsa da pas oyununu ve topa sahip olma durumunu önemsiyor, değerli buluyorum. Bakmayın Mourinho'nun Tottenham'la Manchester City'yi %34'le %66 top kontrolünü 2-0 yendikten sonra "Galibiyet benim, top onların olsun" dediğine ya da %30'la kazandığı Arsenal maçını... Mourinho'nun çalıştırdığı takımlarda top hakimiyeti yüksek, rakibi ezen nice maçlar oynayıp kazandığını biliyoruz. Sergen Yalçın'ın oyun anlayışı da golleri de zevk veriyor, Jürgen Klopp'tan esintiler taşıyor. Rize maçında iki önemli fotoğraf vardı...
Rizespor Moroziuk-Samudio ikilisi üzerine stratejik plan kurmuştu. Tomas'ın en güçlü kanattan hamlesine Sergen Yalçın, Rıdvan-N'Koudou ikilisiyle karşılık verdi. Bu ikili birbirinin kademesini koruyarak ilk yarı o alanı kapattı. Souza'nın da Rize ataklarında bu ikiliye çok yakın durması çok etkili oldu. Sağda Melnjak'ın yolu Rosier'le kapatılınca Rize'nin kanatları kırıldı. Skoda'ya top girmedi. Necip- Souza tercihi önde Oğuzhan'a iyi oynama fırsatı verdi. Oğuzhan bunu değerlendirdi ve Larin'in maçın yıldızlığına soyunmasının yolunu açtı. Oğuzhan ve Aboubakar'ın yaptığı boş koşular Larin'e müthiş fırsatlar sundu. Larin 4 golle hayatının maçını oynadı. Hasic'in 90'dan toz alan golü muhteşem gecenin muhteşem finaliydi.