Beşiktaş, deplasmanda lig sonuncusu Kayserispor maçına çıkarken 81 hafta sonra liderlik koltuğuna oturma hayali ve hesabı vardı. Dün bunu gerçekleştirdi. Beşiktaş, Kayseri deplasmanında maça çok iyi başlamadı, uzun süre istediği-alıştırdığı hücum etkinliklerini sergileyemedi ama sonlara doğru açılıp kazandı. Oyunun iki nedeni vardı... Süper Lig'in en golcü ismi Aboubakar'ın annesinin cenazesi nedeniyle yokluğu geçen hafta Sivas maçında fazla hissedilmemişti. Çünkü rakibi açma görevini Ghezzal üstlenmişti. Adrese teslim bir orta, iş bitirici bir ara pası kapanan ya da sağlam savunan takımlara karşı siyah-beyazlıların adeta "çilingircisi" misyonunu üstlenmişti. Kayseri karşısında bunu üstlenebilecek oyuncu göremedik. Forvet başlayan Güven dağınık, bu sefer sağ açıkta oynatılan Larin çok savruktu. Güven "Keşke Ghezzal olsa da çizgiye 2 metre gollük orta yapsa" der gibi oyundan kopuktu. 2 maçta iki kritik gol atan Vida'nın kurtarıcı olması için oyunu ileri yıkacak, serbest vuruş ve hatta korner kazandıracak hamle gerekiyor. N'Sakala yerine Rıdvan'ın başladığı maçlarda Beşiktaş bu imkânı hep sağladı.
Beşiktaş'ın dün inisiyatif alan yıldızı N'Koudou'ydu... Bir penaltı alarak bir de gol atarak Beşiktaş'a istediği fırsatı verdi. Ama günün kötülerinden Mensah, penaltıda Kayserispor'un 18 yaşındaki kalecisi Doğan Alemdar'ı aşamadı. 62'de Güven'in çıkıp Hasic'in girmesi ve sağ kanattan Larin'in forvete geçmesi doğru tercihti.
Hakem Fırat Aydınus, VAR'daki Cüneyt Çakır'ın uyarısıyla iki penaltı kararından birinciyi dinleyip gitmeyerek, ikincisini de monitörde izleyip verdi. İnce ve zor kararlardı. Ancak kararlar doğruydu.