FENERBAHÇE için galibiyet dışında herhangi bir seçenek farklı bir kaosa gebeydi. Beşiktaş maçına bu psikoloji ve hırsla çıktılar. Abdullah Avcı'nın rakibin iyi motive olmuş oyununa vereceği taktiksel cevap, istediği gibi olmadı. Beşiktaş, pas oyunu ile oyunu kontrol edip rakibin başlangıç agresifliğini kırması beklenirken, topu tutmakta zorlandı. İlk yarıda öyle dilimler oldu ki Beşiktaş'ın 3 pas üst üste yapamadığı anları izledik.
F.Bahçe'nin de ilk yarıda bulduğu golde biri penaltıdan iki gol kaliteli oyununun değil iştahlı futbolun sonucuydu. Beşiktaş, ilk yarı iyi değildi ancak Cüneyt Çakır takdir haklarını çok kez ev sahibi ekipten yana kullandı. Örnek mi? Serdar Aziz'in maç boyunca pozisyonları incelensin. Sarı çıkar, kırmızıya döner. Beşiktaş bir penaltı kazanabilirdi. 17'de Lens'e kontrolsüz çift ayakla dalan Serdar'a sarı beklenirken, Lens sarı görüyor. Serdar ilk ve ikinci yarıda kafaya yükselmeye hazırlanan Vida'yı ilkinde omuz darbesiyle diğerinde karga tulumba yere indiriyor. Serdar sanki görünmez adam kimliğine bürünmüş hem Çakır'ın hem de VAR'ın göz kadrajına girmiyor. Ben bu ligde benzer pozisyonlara çok penaltı çalındığını gördüm. Ama dün çalınmadı.
Beşiktaş için kırılma anı maç 2-1 iken Burak Yılmaz'ın Altay'la karşı karşıya kaldığı pozisyonda atamadığı goldü. Beşiktaş'ın gerçekten santrforda alternatife ihtiyacı var. Atiba tutuyor, savunuyor, pas veriyor ve hatta atıyor. Muhteşem oynuyor. Ya Atiba'dan klonlayacaksın ya da her mevkiye alternatif oluşturacaksın.
Dün Beşiktaş galibiyeti hak edecek bir oyun ortaya koymadı. F.Bahçe, 3 puanı agresif futbolunun ödülü olarak aldı.